8. ESMAÜL HÜSNA VE NEFSİ NATIKA
“Deki: İster Allah deyin, ister Rahman deyin, nasıl çağırırsanız çağırın en güzel isimler O’nundur”
(İsra/110)
Nefsi natıka ilahi isimlerin tecelli mahallidir. Tecelli ile insan nefsi natıkası vasıtasıyla Rabbi ile ilişki içine girer. Yani nefsini ve Rabbını bu kanalla tanır. Rabbından isteklerini ve istihkaklarını da nefsiyle ilahi isimlerden talep eder.
Allah ismi tüm ilahi isimleri ve sıfatları bünyesinde cem etmiştir. Allah ismi zikredildiğinde tüm ilahi isim ve sıfatlar ile nefse tecelli edip, muradların hasıl olması istenmektedir. Allah isminde Rahmet önde olup gazap isimleri batındadır. Dilerse salar, dilerse tutar. Rahmeti gazabını geçtiğinden Allah rahmeti üzere isimlerini nefiste tecelli ettirir.
Rahman ismi tüm ilahi isim ve sıfatların gerçek yüzleri ve hüviyetleri ile açığa çıkmasını sağlar. Bu da rahmet kaynaklıdır. Nefste nasıl bir tecelli isteniyorsa bu kanalla istenebilir.
Özel durumlarda Allah’ın esmaül hüsnasından seçilerekte tecelli beklenir. 99 esma ile özetlenen sonsuz ilahi isimler O‘ndan (Zatın) değişik vasıflarla ortaya çıkmasını istemektir. Bu nedenle özel durumlarda seçilecek esmaül Hüsna içindeki isimler kanalıyla da nefs irtibata geçer. Örneğin hasta bir kişinin “Ya Şafi” diye Hakkı zikretmesi, Hakkın nefse yani o zata “Şafi” ismi ile yönelmesidir. “Beni zikredin, Bende sizi zikredeyim” (Bakara/152) ayetiyle hviyet beraberliği kanalıyla zikredene, zikrettiği açıdan, zikredilen yönelir. “Ben, Beni zikredenle beraberim” buyuran Allah her ismiyle de O’na yöneldiğinde, o kişiyle nefsi kanalıyla irtibat içinde olur. Örneğin tövbe-istiğfar ile günahlardan kurtulmak için “Ya Tevvab, Ya Afüvv, Ya Gafur, Ya Rahim, Ya Allah” diyerek Hakk’ı zikretmesi, bu isimlerin özellikleriyle Hakk’ın ona yönelmesi ve zikredenle bu isimlerin özelliklerini ve vasıflarıyla birlikte olması demektir.