Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

A.H. 04.Nefs-Mülk İlişkisi-Fakr-Beka

4. NEFS - MÜLK İLİŞKİSİ - FAKR - BEKA

“Allah karşılık olarak cenneti verip müminlerden nefislerini ve mallarını satın almıştır”

(Tevbe/111)

Her insanın nefsi natıkası Allah’ın Nurundan ve Kur’anın sırrındandır. Allah nefsi natıkayı bir emanet olarak “Kendisinin bilinmesi için” insana hibe etmiştir. İnsanın nefsi “BEN”liğini temsil etmektedir. Her benim dediği ve nefsine bağladığı her türlü mal ve mülküde bu suretle kendine bağlamaktadır.

Hakikat itibariyle hem nefsi natıkası hem de mal-mülkü Allah’a aittir. Allah “Varis” ismiyle hepsinin sahibidir. Bunu belirten ayeti kerimede : “Mülk Vahid ve Kahhar olan Allah’ındır” (Gafir/16) buyurulmaktadır. Nefs ve her türü mal mülk O’nundur. Hem maddi hemde manevi açıdan bu böyledir. İnsan Allah’ı bilme yönünde bunların tasarrufçusu ve halifesidir. “Sizi üzerine halife kıldığım şeylerden infak ediniz” (Hadid/7) ayetiyle bu mülkünde belirli sınırlarda tasarruf sahibi yapanda O’dur.

İşte kişinin “benliği” dahil, sahip olduğu her şeyin Allah’ın mülkü olduğunu idrak edip bütün emanetleri sahibine teslim etmesi “Müslümanlık” tır. Kişi tasarruf ve tecelli mahallidir.

İşte böyle bir iradeye ulaşan kişi “FAKR” içindedir. Zira kendine mal edeceği bir varlığı kalmamıştır. İşte Efendimiz bu hali yaşayarak “el fakri fahri” yani “fakrımla övünürüm” buyurmuştur. Bu hal “ölmeden önce ölme” halidir. FAKR haline ulaşan kişide ise Allah tüm ilahi isim ve sıfatları ile tecellide bulunur. Bu hali anlatan hadisinde ise şöyle buyurmuştur: “Fakr tamamlandığında o Allah’tır”. Yani Allah ismi camisi ile tecellide bulunmaktadır. Bu hal ise “insan-ı kamil olmak ve Allah’ın “Gani” ismiyle şereflenmektir. Nefsinde her isimle Allah’ın açığa çıkmasıdır. “Fakr halini anlatan başka bir hadiste ise; “Fakr her iki cihanda yüz karasıdır” buyurmuştur. “Yüz karası” demek insanın halk edilmeden önceki “âmâ” mertebesinde izafi yokluk içinde bulunduğu mertebeyi ifade eder. Zira “kara” zulmeti, o da hiçbir zuhurun olmadığı “hüviyet gaybı-amâ” mertebesini tanımlar. İşte böyle bir kişi ilmi hakikatine ulaşmıştır (FENA). Bu haldeki kişiye Allah ismiyle “marifet nuru” tecellisinde bulunur Hakk. Bu ise onun “BEKA”ya ulaşıp arifibillah olmasındandır. Böyle bir kişinin kendine mal edeceği bir şey olmadığından “BİLLAH” sırrıyla, “Allah ile” bilir, duyar, söyler vb… Bu halin karşılığı ise Zati irfan cennetidir. Cennet ise Kudret yeridir. Hakkın ”Benimle duyar, Benimle konuşur, Benimle görür, Benimle yürür… vb.” dediği haldir.



önceki               sonraki
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi13
Bugün Toplam424
Toplam Ziyaret889046
Hava Durumu
Saat
Takvim