CUMA NAMAZI HAKİKATİ
Cuma; Cem olmak, Hakk ile Hakk olmak, Bekabillah sırrına ermektir. Bu sırra erdiğini zahirende tasdik etmektir. CUMA; MUTLAK TEVHİD HAKKATİNE ULAŞMAKTIR. Zahiren ifadesi” Cuma Namazı“ olup VAHDETİ VÜCUD ŞUHUDU idraki ile kılınır.” Ahadiyetül Cem ve Ahadiyetül Kesret” hakikatinin yaşanmasıdır. Bu iki tevhid; İhlas ve Fatiha suretlerinin hakikatine ulaşmaktır. İhlas/1 ayeti Kul= DE Kİ = YAŞAKİ HÜVE =Hüviyetinde (ZATİ NEFSİNDE = Hüviyetiyle (Hüviyet Tevhidi) ALLAHU =Uluhiyetini (Uluhiyet Tevhidi) AHAD: TEK NEFS/NEFSİN VAHİDETİN hakikatiyle zuhurdadır. AHADİYETÜL CEM, bu ayetin sırrıdır.” HÜveALLAHullezi la ilahe illa hüve” ayetinin ifadesidir. İHLAS/2 =AllahusSAMED ayeti ile uluhiyet hakkiyet ve halkiyet sırrına bürünür. Hakk ve halkı bir arada tutan SAMEDİYETİ ZATI ile ULUHİYET sırrı ile ALLAH ‘tır. Ahadiyetül Kesret makamı buradadır. İhlas suresinin devamı İLAHİ HÜVİYETİN tanımlanmasıdır. İhlas Suresi İlahi Hüviyetin Zatın, Zati sıfatlarının ifadesidir. Kısaca. Ayrıntılar” Tasavvufta ihlas” ve” Nefsi Natika” makalelerinde mevcuttur. Nefsi Natikamız bu sıfatların mazharı olup” Cuma Namazı” bu sıfatları taşımanın şerefidir. “Adem’e ruhumdan nefh ettim”. Ayetiyle ve “Ben insanın sırrıyım; İnsan Benim sırrımdır” kudsi hadisinin müjdesini yaşamaktır. Kısaca NEFSİNE ÜFLENEN RUH (ilahi sıfatlar) ve” Adem ‘e bütün isimleri öğretti.” Ayetinin sırrıyla MELEKLER (ilahi isimler) ile KADİR SIRRINA ermektir. Cuma’nın bayram olmasının sırrı budur. HALİFE İNSAN olmanın ve Hakk’ın zuhur mahalli olarak Hakk ‘ın isim ve sıfatlarının gerçek hüviyetle temsil edebilmenin şerefi ve Kereminin kutlanmasıdır. CUMA NAMAZI; Fatiha sırrı ile yaşamaktır. Zira Efendimiz "Fatihası namaz olmaz” buyurmuştur. "Fatiha sırrı ile hayat Namazı” makalemizde ayrıntılar mevcuttur. Cuma Namazının hakikati ile kılınması demek, her türlü (açık-gizli-çok gizli) ŞİRK’ten arınıp MUTLAK TEVHİD MÜŞAHADESİ sırrıyla ABDUHU hakikatiyle UBUDET içinde olmaktır. Bu sırra erenin CUMASI bayram olup NAMAZI, MİRAÇ=TEVHİD ve NUR olur.” Gözümün NURU namaz” müjdesiyle HAKKI MÜŞAHADESİ ile şereflenmektir. Kelime-i Şehadeti, müşahedeli olarak yaşayarak” HAKİKİ (hem zahir-hem batın) MÜSLÜMAN olmaktır. Bu sırra ermeyenlerin namazı, eğer farkındalık içindelerse, “miraç yolu“ na çıkmaktır. Kişi hangi “nefs mertebesinde” ise “CEMAAT (Cem olma) içindeki Hakk’ı temsili ve tafsili o nefs mertebesindedir. Cuma Namazının BATIN HAKİKATİ” ALLAH” ismi camisi yani HÜVİYETİ-ULUHİYETİ ZAT mertebesidir. Zahir iman, bu mertebelerin idrakın da değilse Cuma namazına niyet edilirken; zahiren zahir imama, batınen “ALLAH ve RESULUNE” uymak; şeklinde bir ifade ile MİRAÇ YOLUNA çıkılmış olur. “ALLAH ve RESUL” ifadelerinin zahiri temsili İNSAN-I KAMİL olup, böylece zahir imama uyarak SIRR-I HİLAFET’e de uyulmuş olur. Cuma namazı” tek yerde kılınır” diyenlerin ifadesinde bu sır saklıdır. Zira İNSAN-I KAMİL, MUTLAK TEVHİDİ EHLİ olup tek yerden kasıt O’nun gönlüdür.” Müminin kalbi beytullah, arşullah, hazinetullah, miratullah” sırrının zahiren tahakkukudur. Bunu anlatan kudsi hadiste şöyle buyuruluyor:
Resulullah (SAV) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor: Allahü Teala şöyle buyurdu:
-Tam ihlasla ‘Allah’tan başka ilah yoktur’ şehadetini yapanlar olmasaydı Cehennemi dünya ehline musallat ederdim. Eğer bana ibadet edenler olmasaydı. Bana asi gelenlere bir anlık dahi mühlet vermezdim.
Bilesin ki, her kamil kişinin şehadeti, ya da her kamil kişinin ibadeti umumi bir manada kaim olur. Yani tek tek herkese şamil olur. Zira herşeyde vücud birdir. Böyle bir Vahdaniyet şehadeti ise tard ve uzaklık ateşinin dünya ehline gelmesini önler. Sebebine gelince, Vahdaniyet şehadetinin nuru bütün bu görünenlerde bulunan mutlak varlıkta geçerlidir. Ve bütün taayyünatın onda nasibi vardır. Yani bu mukayyet şehadetin nurundan, buradaki mukayyet şehadet, mukayyet olarak taayyün eden varlıkla ilgilidir.
İşte her kamil zatın ibadetini yukarıda anlatılan mana çeşidinden görmek gerekir. Bu manaya işaret olarak Resulullah (SAV) efendimiz şöyle buyurdu:” Yeryüzünde ‘ Allah Allah...”diyen baki kaldıkça kıyamet kopmaz.”
Bu Hadis-i Şerifte kutb’a mutlak varlığı bilen Gavs’a işaret edilmektedir. Zira her taayyün halini alan varlıkta taayyün eden odur. Sonra her şehadete, şehadet eden yine odur. Her ibadete ibadet eden yine odur.
Şimdi bu Hadisi şerifin esas manası üzerinde duralım. Allahü teala adeta şöyle buyurmaktadır:
“Mutlak varlıkta tahakkuk eden İnsan-ı Kamil olmasaydı- ki bu İnsan-ı Kamil yeryüzünde Allah’ın bir halifesidir, cem ve icmal yönünden hakiki şehadettir- dünya ehline tecelli ederdim.”
Burada dünya ehlinden murad, emmare nefis ile hilekar hevadır. Bir de kandırıcı beşeri ve tabii kuvvetlere işaret edilmektedir. Bu tecelli ise kahır ve gazap cehennemi suretinde olabilir.” Böyle onları tamamen öldürürdüm: yok ederdim.”
Yukarıda anlatıldığı gibi,” bilhassa tefrik ve tafsil yönünden hakiki kulluğu bilen Kamil İnsan olmasaydı nefis ve heva yönünden bana asi geleni bırakmazdım.”
Yukarıda anlatılan manalara şu Ayeti Kerimeler de ayrıca işaret etmektedir:
“Eğer Allah insanların bir kısmı ile diğer bir kısmını def etmeseydi yeryüzü bozulurdu.” (Bakara Suresi, Ayet-251).
“Ve Eğer Allah insanları yaptıkları hatalara göre hesaba çekecek olsaydı yeryüzünde hiçbir canlı varlık kalmazdı.” (Fatır Suresi, Ayet-45).
Şimdi CUMA NAMAZININ ŞARTLARININ BATINI HAKİKATLERİNE ışık tutalım:
1. Cuma günü için gusül abdesti almak sünnettir.
Gusul Abdestinden kasıt; tüm vücudu şirkten arındırmaktır. “Vücudundan (varlığından) daha büyük günah olamaz.” Hadisiyle belirtilen BENLİK ŞİRKİ dahil tüm şirklerden arınmak GUSÜL ABDESTİ hakikatidir.
1. Güzel koku sürünmek sünnettir. Güzel koku” Nefesi rahman” sırrına ermektir.” Nefesi Rahman” ise” NEFS TEZKİYESİ” ile zuhura çıkan sırdır. Bu nedenle tezkiyemiz emredilmektedir.
2. En güzel elbiseleri giymek sünnettir. Hakkın ilahi isim ve sıfatlarının, Mudill karıştırmaksızın en güzel şekilde temsil ve tafsil edebilmektir.
3. Bol bol salat ve selam ile meşgul olmak sünnetullah Efendimizin zahir ve batın sünnetini (tevhidi) ihya etmek ve” selam yayınız” sırrıyla SELAM= HUZUR=BARIŞ sembolü olarak” HAL-YAŞANTI” ile örnek olarak İSLAMI tebliğ edebilmektir.
4. Cumaya mümkün olduğunca erken gitmek sünnettir. Hayat namazında TEVHİD SIRRINA ne kadar erken ulaşırsak, o kadar temsil ve tafsil kabiliyetimi ve HAK İLE (BİLLAHİ ve HU SIRRI İLE)birlikteliğimiz olabileceğinin ifadesidir.
şu hadisler bu hakikatlerin ifadesidir:
“Cuma günü cünuplükten yıkanan, sonra cumaya erken giden kimse bir deve, ikinci saatte giden bir sığır, üçüncü saatte giden birkaç kurban etmiş gibidir: Dördüncü saatte giden bir tavuk kesmiş, beşinci saatte giden bir yumurta vermiş gibidir” …. KURBAN ‘dan kasıt, Hakk ile olan kurbiyet hakikati (tevhid sırrı) olup NEFSİN TEZKİYE mertebelerinin temsili olarak hayvanların özellikleri ile ifade edilmiştir.” KURBAN HAKİKATİ” makalemizde ayrıntılar vardır. Efendimiz Cuma’ya gelenlere belirtilen hakikatlerden dolayı sık sık şu ifadeyi kullanmıştır:
“Şu gününüz için keşke iyice temsil yapsaydınız” Zahiri temizlik kadar, batını temizlik olan NEFS TEZKİYESİ için tüm Müslümanları uyarmıştır.
Şu hadisde de belirtilen hakikatlerin ifadesi mevcuttur. "Hiçbir kimse yoktur ki, Cuma günü yıkansın, elinden geldiğince paklansın, güzel kokusu ile kokulansın; sonra evinden çıksın, iki arasını yarmaksızın ona takdir edildiği yere namazını kılsın, sonra da imam hutbe okurken sükunetle dinlesin de geçen CUMA ile bu Cuma arasındaki günahları bağışlanmasın”
Bu hadiste bahsetmediğimiz iki konu var:
1. İki kişi arasını yapmaksızın kendisine takdir edilen yerde namaz kılmak: Batını hakikati; herhangi bir makam, mevki para vb hırsıyla ve nefsin arzularına uyup KUL HAKKINA girmeyin uyarısıdır. Kul ve Kamu Hakkından arınmak batını temizlik olup şirkten arınmak olup GUSLÜN FARZLARIN dandır.
2. Hutbe okunurken sükunette dinlesin. Hutbe Cuma namazından önce okunur. FARZ dır. Hutbede ilim öğretilir. Hutbe” ilim öğrenmek kadın ve erkek her Müslümana FARZDIR.” Hadisinin tatbiki temsilidir. Tevhid ve Nefsi irfan yolu (Miraç) ile CUMA HAKİKATİNE hazırlığın ifadesidir. HUTBENİN (İLMİN) şartları ise şunlardır: 1. Vakit içinde okunması CUMA hakikatine ulaşabilmek için gerekli olan NEFS ve TEVHİD bilgisinin önceden alınması 2.Namazdan önce okunması: tevhid sırrıyla CUMA NAMAZI kılınması için TEVHİD İLMİNİN FARZ olduğunun ifadesidir.
3. Hutbe niyetiyle okunması: İlim tahsili için niyeti olmak. "Ameller niyetle göredir.” Zira
4. Cemaatin huzurunda okunması: Hutbeyi okuyan İMAM; batınen ALLAH isminin temsili olup hedef cemaate HÜVİYET, ULUHİYET ve RUBUBİYET TEVHİDİNE ulaştıracak ilimlerin aktarılmasıdır.
5. Hutbe okunurken üzerine Cuma farz olan en az bir kişinin bulunması. “Mümin müminin aynasıdır” ifadesiyle İMAM’ın en az bir kişiye TEVHİD SIRRINI AKTARMASI ‘nın” farz” olduğunun ifadesidir.
6. Hutbe ile ramazan arasının herhangi bir şeyle kesilmemesi: “İlmiyle amel edene Allah bilmediğini öğretir. İlmine varis kılar” hadisinin fiilen yaşanması.
Hadiste” İman hutbeye çıkınca melekler gelir, hutbeyi dinlerler” buyurulmmuştur. İşte HUTBE’nın KADİR sırrı zuhur eder. İmam ALLAH isminin mazharı olup melekler ise ALLAH ismi CAMİ’sinin altındaki tüm ilahi isimleri ve sıfatları temsil eder. Hutbeyi dinleyenlere; ruh ve melekler (sıfat ve isim) tecellilerle onları terakki ve anlayış sahibi ve melekler NUR olduğundan, NUR tecellisi ile onları arındıracağım (tezkiye) ifade edilmektedir. Bu nedenle hutbe sırasında dua ve zikirde dahil her türlü faaliyet yasaklanmıştır. Zira HAK ZATI, SIFATI ve İSİMLERİ ile tecellidedir. Tıpki ARAFAT sırrı yaşanır.” Hac Arafattır” hadisinin sırrı budur. NAMAZ ve HAC, MİRAÇ-TEVHİD sırrına vakıf olmak olduğundan, her birey kendi neffs mertebesinden biraz daha ileriye gitmesi için HAKK rahmetiyle tecellidedir. Bu nedenle hem zahir hem batın ve ilim ve irfan yolunda olanlar; hem namazda hem manevi hac yolculuğundadır.
Onların önüne engel koymak; fikri HÜR, VİCDANİ HÜR İRFANI HÜR kişilerin yetişmesine de engel olur.
Cumanın bir müslümana FARZ olmasının şartları şunlardır:
1. Erkek olmak = Kastedilen MANA DA ER olmaktır. Bu da nefsini tezkiye edip, mutmainne ve üzeri mertebelere ulaşmak demektir. Bu sırra binaen Efendimiz zamanında Cuma namazlarına kadınlarda iştirak ederlerdi. Zira MANADE ER idiler. Ayrıntılı bilgi “NEFSİN VAHİDETİN” makalemizde vardır.
2. HÜR OLMAK = Nefsinin heva- hevesini ilah edinmemiş, şirkten arınmış ve “iyyekenabudu ve iyyekenestin” misakını yerine getirerek sadece Allah’a kuluk eden “AbduHU ve Abdullah” sırrına eren kişiler NEFSİNDEN HÜR dür. Bu sır “Nefsini bilir HU olursun; sıfatlarından kurtulur NUR olursun” ifadesiyle temsil edilir.
3. Yolcu olmamak: Tevhid=Miraç yolunu tamamlamış ve MUTLAK TEVHİD EHLİ MÜSLÜMAN olmak
4. Sağlıklı olmak= Manevi hastalıklardan; kısaca hayvani ruhun ve Mudill etkisinden kurtulup tevhid-HADİ zuhuru olup HAKK’ın HALİFESİ olmak.
5. Gözleri ve ayakları sağlam olmak: Gözleri Hakk ‘ı müşahede eden, HER AN BİLLAHİ ve HU sırrı ile Hakk ile hüviyet beraberliği içinde olduğunu idrak eden ve bu idrakle bütün fiillerini” LİLLAH” (Allah için) yapabilme irfanına sahip olmak.
6. Zalimin tecavüzünden ve düşmanın tecavüzünden emin olmak: Nefsin hakikatine zulmetmemek gerektiğini ifade ediyor. ”Şirk en büyük zulümdür” (Lokman/13) Şirk zulmünden kurtulduğunun emniyeti(mümin) içinde olmak.
“Şeytan sizin için apaçık düşmandır” ayetiyle Mudill etkisinden arınmış olmak ile bu hakikatler gerçekleşebilir.
CUMA NAMAZININ SAHİH OLMA ŞARTLARI:
1. Öğle vakti girmiş olmak: Öğlen BEKABİLLAH makamı olup CEM ve FARKIN BERABERLİĞİ ile MUTLAK TEVHİD SIRRI vaktidir.” Fatiha” bu makamı anlatır. Bu nedenle” Fatihasız namaz olmaz” buyurulmuştur.
2. Cumadan önce hutbe okumak
3. Cuma namazı kılınan yer herkese açık olmak: Zahir ve batın ilme- irfana ve Tevhide ulaşabilme yollarının tesis edilmesi.
4. Cuma kılınacak yer şehir veya şehir hükmünde olmak= şehir= Medine” Hakk’ı temsil eden medeniyet= ilim-akıl-irfana sahibi olmak. Şehrin ve içindekilerin fikren, vicdanen ve irfanen HÜR olmasıdır.
5. İmamdan başka en az ÜÇ ERKEK (MANA ERİ) cemaat bulunmak. Bunun gerçekleşebilmesi için TEVHİD eğitiminin ne kadar gerekli olduğunu herhalde söylemeye gerek yok. Bu kadar hakikati batınında bulundurmak İRFAN’dır.
6. Cuma namazı kıldırmak için yetkili kılınan kişinin namazı kıldırması.Alemde SIRR-I HİLAFET sahibi. BİR ZATIN bulunması.İKİ REKAT OLMASININ SIRRDA ZAHİR VE BATIN BÜTÜNLÜĞÜDÜR. Tüm bu bahsedilen hususlar zahiren yerine getirildiğinde” zahir namaz” gerçekleşir
Batınen yerine getirildiğinde” batın namaz” gerçekleşir. Zahir ve Batın bütünlüğü kemal olup kişi o zaman HÜR KAMİL İNSAN olarak CUMA BAYRAMI nı yaşar. Bu bayramın sırrının başkaları ile paylaşması infakı, sadakasıdır.
“Cuma günü sadaka vermek çok faziletlidir.”buyurulması bu hakikate işaret etmektedir. Kuranda bir çok ayette” NAMAZ ve ZEKATIN” birlikte zikredilmesinin hakikati de budur.