T.İ. 84. Ameller Niyetlere Göredir
AMELLER NİYETLERE GÖREDİR
Hadisi Şerifte şöyle buyuruluyor: “ Ameller niyetlere göredir, Herkese niyet ettiği vardır. Kimin hicreti Allah ve Resulüneyse, hicreti gerçekten Allah ve Resulünedir. Kiminde hicreti kazanmak istediği bir dünyalık ve nikahlanmak istediği bir kadın içinse hicreti de gerçekte hicret ettiği şeyedir.
Hicret yönelmedir. Yönelmenin temeli ise niyettir. Temelde niyet için ise “ benlik” işimi yoksa “ Allah için” mi ayrımının en başta yapılması gerekir. Allah insanı kendi suretinde halk etmiştir. Hakk kendini şöyle tanımlıyor: “O ilahi hüviyetiyle evveldir, ahirdir, zahirdir, batındır. (HADİD/3) İnsanın nefs mertebesiyle değişsede zahir ve batın hüviyet mevcuttur. NİYET BATIN RUHTUR. Batında karar verilen bir husus, ameller olarak zahirde açığa çıkarılır. Niyet batın olduğundan herkesce bilinmesi mümkün değildir. Eğer iyice etüd edilip incelenmezse şeytan (Mudile) niyete de sızarak kişiyi ifsad edebilir.
Niyetin dahi nefs muhasebesinde değerlendirilmesi gerekir. Niyet HADİ temelli yani Allah ve Resülü için mi, yoksa MUDİLL temelli yani nefsini benlik için mi kurgulanmıştır; bu husus çok ama çok önemlidir. Niyeti ancak gizlinin gizlisini bilen Allah bilir ve kişiye muamelesi de bu niyet üzerinden olur. Zira ilim maluma tabidir. Malum bilgi ise kişinin niyetidir.
Niyetler “İLAHİ SURET” olarak ruh kazanarak ahirette önümüze cennet ve cehennem suretleri olarak karşımıza çıkar. Cennette ki köşkler, huriler vb. ve cehennemdeki ateş bugün ki niyetlerimizin oluşturduğu suretlerdir. Zira niyet ruhdur. Ameller niyetlere göredir. Zahirdeki fiil ve amellerimizi batıni niyetlerimize göre oluştururuz. Nefsi natikamız niyetin zuhur ve tecelli mahallidir. Nefsimizdeki niyeti malum bilgi olarak Allah’a sunarız. Filldeki kudreti veren Allah’ta bu niyete göre amellerimize tecellisiyle katkıda bulunur.
Fiildeki kudreti veren Allah’da bu niyete göre amellerimize tecellisiyle katkıda bulunur.
Fiil kudret olarak Hakk’a ait olsada, niyetteki irade ve tahsis kula aittir. Niyetteki MANA Kuran ve sünnete göre ise, MANA ALLAH’tan, aksi nefsin havasına göre ise MANA KULUN nefsindedir. Ayette bu husus şöyle vurgulanmıştır:
“Bütün iyilikler Allah’tan, kötülükler nefsinizdendir” (Nisa/79)
Bu nedenle niyet;
- Muhasebe edilmeli ve HADİ üzere programlanmalıdır.
- Niyete İLİM(MARİFETULLAH) yüklenmesi niyetin taçlanmasını, RUHUN ve MANANIN yüceltilmesini ve KALICI NUR olmasını sağlar. Bunu sağlayan ilmin açılımı olan KURAN ve SÜNNET ile niyetin süslenmesi ve ziynetlenmesidir.
- Niyete İHLAS eklenmelidir. İhlaslı niyet, RUHUN NURA intikalini sağlar ki, nefs bu sırla nurlanır ve ahirette bizlere NUR sağlar ki, suretlerinde nurlanmasını sağlayarak “ahiret suretlerinin” BAKİ olmasını sağlar.
- Niyete SABIR eklemelidir. Sabır zamanı “ALLAH İLE” geçirmektir. Niyet halis ise sonuçların zuhuru için geçecek olan süreyide “ALLAH İLE “ geçirerek, arada gerekli olan hamleleride ihlas-sabır- Hakk niyetle “ALLAH ile” yaptığımız takdirde SONUÇ ta HAKK üzere teşekkül edecektir. Bu nedenle “ NİYET HAYIR, AKİBET HAYIR” denmiştir. Zira ALLAH SIRF HAYIRdır. Sabır ile niyet bu nedenle süslenmeli ve netice taçlandırılmaya çalışılmalıdır.
- Niyete ve sonuca ŞÜKÜR ve HAMD eklenmelidir. Bu suretle hem ruh hem mana NUR olacak, nefsimiz zulmetten NURA yolculuğunda önemli mesafeler alacaktır. Zira emmare nefs BEN merkezli bir yaşam ile zulmettedir. Her nefs niyetini BİZ merkezine ve ALLAH için kılarsa NURA doğru yolculuk yapmış olacaktır. Niyetin en kemalli olmasını tarif eden kudsi hadiste şöyle buyuruluyor: “ Kim Allah için olursa, Allah’da onun için olur” . Kuranda niyete ve bu niyetlere yönelik amellerin karşılığı olarak bire yedi, bire yedi yüz karşılık verileceği belirtilmelidir. Ayrıca “sabredenlerin ecri HESABSIZ verilir” buyurarakta bizleri Hakk’a davet etmektedir. Bunun ilk adımı ise İHLASLI NİYET tir. Allah kudsi hadiste “ Bana itaat edene, itaat ediciyim” buyurarak bizleri Zatına davet etmektedir. Bunun ilk adımı da belirttiğimiz gibi İLİM-İHLAS-SABIR-ŞÜKÜR yüklü NİYETtir.
Niyeti kontrol için şöyle bir yöntem uygulanabilir: 6N 2K kuralı dediğim yöntem kısaca şöyle özetlenebilir: 6N
- NİYET
- NE
- NEREDE
- NE ZAMAN
- NASIL
- NİÇİN sorularına HAKK’ça cevap vermektir. 2K ise
- Kim
Kuran ve Sünnet. Bu ölçülerle neyi, ne zaman, nerede, nasıl, ne zaman, niçin, hangi niyette kim/kimler ile hangi KURAN ve sünnet ölçüsüne göre yapacağımızın kontrolü (muhasebesi) bize yeni ufuklar ve manalar açacaktır. Zira hadiste şöyle buyuruluyor: “Muhakkak Allah Teala sizin suretlerinize ve amellerinize bakmaz; kalblerinize ve niyetlerinize nazar eder “ NİYETİ SONSUZLUĞA GÖRE KURGULAYAN KURTULMUŞTUR. Zira niyet en kolay nefs tezkiyesi yoludur. “Nefsini tezkiye eden kurtulmuştur.” (ŞEMS/9) Niyet bu açıdan fiili DUA hükmündedir. Hadiste de vurgulandığı üzere “ müminin niyeti amelinden hayırlıdır” . Zira mümin, hem kendi hem toplum hem millet hem insanlık için en hayırlısını talep edendir.” İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” buyuran Hz. Resul (sav) ün bu sırrına mazhar olabilmenin özü NİYETİ ALLAH için kurgulama ve amelleri yerli yerince ve HAKK ‘ça yapmaya bağlıdır. Bu işe niyeti rahat ve menfaat ölçüsüne göre değil, hakikate uygun programlamakla mümkündür.