Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

T.İ. 55. Daim Namaz (Salatun Daimun) ve Korunmuş Namaz



DAİM NAMAZ (SALATUN DAİMUN) VE KORUNMUŞ NAMAZ



Daim namaz ve korunmuş namaz terimleri Kuran ayetlerinde şöyle belirtilmektedir: “O kimselerdirki namazlarında daimdirler” (Mearic/23) ve “Onlarki namazlarını muhafaza ederler (korurlar) (Mearic/34) “Namaz müminin miracıdır” hadisi bize, namazın hakikatini ifade etmektedir. “Allah ile hüviyet beraberliği” ve “hüviyetinde uluhiyetinin sergilendiğinin” bilinmesi ise ancak Mutlak Tevhid ile gerçekleşir. Kısaca Miraç tevhiddir. Mutlak Tevhidin iki yüzü vardır. Birincisi Uluhiyet tevhidi olup, Allah’ın her mevcudda ve mevcuddan ilahlığını sergilemesidir. İkincisi “TEK VÜCUD HÜVİYETİ’nde  “TEK NEFS”te Uluhiyetinin sergilendiğinin idrakidir. Bunun anlaşılması için de “halk”ın Hakk’ın “Zahir” ismi olduğunun bilinmesi gereklidir. Halk yani eşya-mevcudların her birisi Hakk’ın isim ve sıfatlarının kayıtlı ve sınırlı temsil ve tafsili olduğunun idraki gerekir. “Halk” cemi-esma ve sıfatı Zatın “zahir” yüzüdür. Batını ise Hakk’ın evvelidir ve Zata bakan yüzüdür. Zat yüzü (Hakk) vahdeti, halk yüzü ise kesreti temsil ve tafsil eder. Kesreti oluşturan ise Hakk’ın esma ve sıfatlarıdır. Yani halkta Hakk’ın esma ve sıfatlarıdır. Yani halkta Hakk’ın taayyün ve suretlenmiş halidir.

Kuran’da “Nereye dönerseniz Allah’ın vechi (yüzü-hakikati-Zatı) oradadır. (Bakara/115)  ayeti bu sırrı ve hakikati açıklar. Kesrette vahdeti ve Vahdette kesreti müşahede eden “DAİM NAMAZ” ve “KORUNMUŞ NAMAZ” sahipleri böyle bir tevhid anlayışında yaşantılarında ve hayat namazlarında Hakk’ın bir yüzünden diğer yüzüne dönerek her an huzurdadırlar. Zira namaz hakk’a teveccühdür. Hakk ile beraberliktir. Bir örnek verecek olursak, kitap okuyan kişi Hakk’ın ilim  sıfatı ve Alim ismi ile meşguldür. Bu meşguliyetinden sonra yemek yemeğe başladığında Hakk’ın Rezzak ismi  ile muhatap olmaktadır. Arkasından televizyon izlediğinde Sem ve Basar isimleri  ile iştigal etmektedir. Kısaca, her nereye dönse, Hakk’ın bir yüzünden (isimden) diğer bir yüzüne (ismine) dönmektedir. İsim ve sıfat Zattan ayrılmaz. Bu idrakle ve tevhid anlayışı ile Hakk’tan ayrılmaz. Miraç ehlidir. Tevhid anlayışı ve cemül cem makamı ona bu geniş anlayışı vererek “salatun daimun” (daimi namaz) ve “salatuhüm yuhafizun” (korunmuş namaz) içine sokar.

Zira namaz Hakk ile olan beraberliğinden halkın içine döndüğünde yine “Hakk” ile bareberdir. Belirttiğimiz tevhid idraki ile halkı Hakk’ın Zahiri olarak müşahede eder. Batında Hakk ile kendine, Zahir yüzüne döndüğünde de Halk ile bareberdir. Zira halk Hakk’ın taayyünü ve suretlenmiş batınıdır. Ehlullah bu hakikati “Allah nefsini latif kıldı Hakk dedi; kesif kıldı halk dedi” buyurarak bizlere geniş bir tevhid sırrını açıklamışlardır.Zahirdeki mevcudları kendi nefs mertebelerinde değerlendirerek te ilahi hukuka, sünnetullaha riayet eder. İşte bu anlayışla süren yaşamda “HAYAT NAMAZI” daim kılınmaktadır. Hayat namazı daim Hakk’la olmak ve halkın içindeyken de bahsedilen tevhid anlayışı ile Hakk’la beraberliğin korunarak yaşam baştan sonra Hakk ile hüviyet beraberliği içinde geçirmektir. “Fatihasız namaz olmaz” hadisi uyarınca da; “hayat namazı”nı kılarken Fatiha sırrını yaşama geçirmek, kılınan hayat namazının kalitesini, niteliğini ve niceliğini artıracaktır. Miraçta bahsedilen elli vakit namazın hakikati de “daim namaz”dır. Halkın içinde Hakk’la beraberliğin devamıdır. Ehlullah bu sırrı “el işte, gönül Hakk’ta” diyerek özetlemişlerdir. Ayrıca “Halka Hakkça adi ve hadi üzere hizmet Hakk’a hizmettir” düsturunu belirterek “hayat namazının sırrını açmışlardır.” Alemler ve dünya fiili, temsili ve tafsili Kurandır. Kuran’ın özeti ve sırrı ise Fatiha’dır. Fatiha sırrı ile kılınan hayat namazı ise insanı “halife” kılarak, Kuran-ı natık vasfını kazanmasını sağlar. Namaz ayrıca zikirdir. Kutsi hadiste Allah “Ben beni zikredenin celisiyim” buyurmuştur. Halkın her bir yüzünde Hakk’ı müşahede eden O’nu zikretmektedir. Zikreden zikredilenle birliktedir. Böyle her an “hüviyet beraberliği” devam etmek, sadece halkın yüzler (isimler ve sıfatlar) değişmektedir. Böyle bir tevhid anlayışı kişiyi “daim namaz” kılanlardan ve “namazını koruyanlardan” kılmaktadır. Arifibillah Zekiye Güren (Şamiye) “Kişi Hakk ile olduğunda ruh secdededir” buyurarak bu sırrı genişletmiştir. Zira secde Hakk’a en yakın olunan durumdur. Ve secdede yapılan dualar red olunmaz. Böylece “daim namaz ehli” aynı zamanda duası müstecab olanlardan olmuş olur. Zira O Hakk ile hüviyet beraberliği içinde abdiyeti Zatiyetine secde etmektedir. Gerçek manada abduhu sırrını yaşayabilendir daim namaz ehli. Kuranda bu hakikat şu ayetle ifade edilir: “Adamlar vardır ki, onları ticaret ve alışveriş Allah’ın zikrinden alıkoymaz” (Nur/ 37) “Daimi namaz ehli” aynı zamanda “ölmeden önce ölünüz” sırrına erişen bekabillah ile müjdelenen gruptur. Zira miraçlarını tamamlayarak “HAKK İLE” halkın içinde yaşarlar. Hakk’ın “Benimle görür, Benimle işitir, Benimle söyler …vb.” buyurduğu ehlullah bu gruptandır. Bu arifler eşyanın hakikatine vakıf olanlardır.

“Namaz nurdur” hadisince zahir namazlarını “göz nuru” kılan, aynı zamanda halkta “Allah’ın nurunu” müşahede edende daim namaz ehlidir. Hem kendilerini hem de halkı “NUR” olarak müşahede ve muayene ederek hayat namazlarını kılarlar.Namazlarını NUR DENİZİNDE kıldıklarından, onlardan aleme yayılan NUR alemlere rahmet olur. “Daim namaz ehli” olabilmenin yolu da miraçtan yani Mutlak tevhid irfanından geçmektedir. İrfan ve tevhid eğitimi kişinin namazını miraç kılabilmek, nur ve zikir kılabilmek için anahtar rolü oynamaktadır.”





önceki sayfa               sonraki sayfa

içindekiler
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam136
Toplam Ziyaret889254
Hava Durumu
Saat
Takvim