MÜŞAHEDE MERTEBELERİ
1) Taayyünat ve suretleri müşahede eden kimseler “halk”ı görürler. Sadece bu mertebede kalırlarsa, kesrette kalırlar ve tevhide ulaşamazlar. Hakk’ı sadece “zahir” vasfıyla tanıyabilirler.
2) Zahir taayünat ve suretlerde tecelli olan ve batında “VÜCUD-I AHADİ”yi müşahede eden kimseler “Hakk”ı görürler. Bunlar Hakk’ı “Batın” ile bilirler.
3) Her iki itibari yani hem zahiri hem batını (her iki vech ile) müşahede eden kimseler; hem halkı ve Hakk’ı görürler.
4) Nisbet ve izafet ile mütekessir olan suver-i hakikati vahide müşahede eden, yani Zat ile, Ahad-i esma ile küllü müşahede eyleyen kimse, Allah’ı hakkıyla bulan arif Ehlullahdır. Kesrette vahdeti, vahdette kesreti müşahede eyleyen kimselerdir.
5) Halkı görmeksizin Hakk’ı müşahede eden kimse, makam-ı fena olan “cem” makamında hal sahibidir.