İNSANIN HALİFELİK MERTEBELERİ VE NAMAZ
İnsanın hakikatini Zati Nefsin izdüşümü olan nefsi natıka oluşturmaktadır. Nefsi natıka tek bir hakikat olup, taşıdığı vasıflar ve ahlak ile değişik mertebelerden adlandırılır. Nefsi natıka emmare mertebesinde nefs, levvame mertebesinde hayvani ruh, mülhime mertebesinde kalp, mutmainne mertebesinde akıl, raziye mertebesinde sır, marziye mertebesinde hafi, safiye mertebesinde Ahfa adını alır. Her insanın batınında (merkezi kalp) bu mertebeler potansiyel olarak mevcuttur. Ancak her insanda zuhura çıkan mertebe, nefsin tezkiyesi oranındadır. Nefsini kamil manada tezkiye edip safiye mertebesine çıkan ve nefsi natıkanın aslı olan Allah’ın Nuru ve Kuran’ın sırrına ulaşan insan “ARZA HALİFE”dir. Bu insanlar kamil insanlardır. Diğer insanlar nefsi mertebelerinin halifeleridir. Daha üste etkileri yoktur. Kendileri ve kendi altındaki (nefs mertebesine göre) mertebelere halifedirler. Örneğin, nefsi levvame mertebesindeki bir insan, levvame boyutunda, emmare boyutunda olan insanlar, hayvanlar ve cemadata halifedirler.
Diğer mertebedekileri de buna göre kıyaslayabiliriz. Miraç kalpte (nefsi natıka) yapılan bir uygulamadır. Miraç irfan ve tevhid yolup olup, “namaz müminin miracıdır.” Namazdaki her insan “KENDİ NEFS MERTEBESİNE GÖRE HALİFE”dir. Mertebesi ve mertebesi altındaki her şey KURAN’ı tilavet ederek Hakk’ı ulaştırır. Ve kendi mertebesine kadar her şeyi miraca ulaştırır. Zira okunan KURAN “cemi esma ve sıfatı camii Zat” mertebesidir. Hakk namazda her şey insan kanalıyla “insan mertebesinden” ulaşır. Zira “insan ve Kuran ikiz kardeştir” ve “Ne var alemde o var Adem’de” denmiştir. Kamil İnsan Kuran’ı ve alemi varlığında taşır. Diğer insanlar nefs mertebeleri düzeyinde bu sırrı taşırlar ve namazda bu sırrı aleme kendilerindeki “NUR” ile yayarlar.zulmette olan ise nuru olmadığından aleme rahmet saçamaz.her insan nefsindeki nur kadar alt mertebelere rahmet olabilir.
Resulullah (SAV) Efendimiz şöyle buyurdu: “Kulun Rabbına en yakın olduğu anı secde anıdır.” Şunu bilmelisin ki secde eden secde ettiği zaman, varlığı cem kaynağından alıp ayrıntılı aleme yaymaktadır. Yani yalnızlıktan çıkıp bütün kainatla bir bağlantı kurmaktadır. Ama kurabilirse. Secdesini tam yapabilirse. Şunu da bilesin ki bir kul vaktaki Hak Teala onu yokluktan varlığa çıkardı... Böylece o Yüce Hak’tan uzaklaştı. Peki bu durumda, kulun cem aleminden ayrılıp yaygın bir varlığa geçtikten sonra Rabbına yakınlığı nasıl olacak? Evet, nasıl olacak ki tekrar eski yerine gidebilsin? Bu gidiş ancak şu şekilde olabilir. Hakkın, esma, sıfat, ahlak ve ayetlerine uygun bir şekilde dağıldıktan sonra olabilir. Bu da ancak secdede olabilir. Manasını anla.