DARR İSMİ VE YAŞANTISI
Sıkıntı ve zorluk veren şeyleri yaratan. Cenab-ı Hak buyuruyor: "Nimet olarak size ulaşan ne varsa, Allah'tandır, sonra size bir zarar dokunduğunda (yine) ancak O'na yalvarmaktasınız." (Nahl/53), "Şayet Allah sana bir zarar dokunduracak olursa, O'ndan başka bunu giderecek yoktur. Sana bir iyilik dokunduracak olursa da O, herşeye güç yetirendir." (Enam,17).
Menfaatleri ve mazaaratları yaratan, ancak Allah'tır. Bütün olaylar sebeplerle meydana geliyorsa da, sebepler yok olanı var edemez. Onlar ancak insanların elinde birer tutamak ve Hak'tan bir isteme vesikası olmak üzere yaratılmıştır.
İnsanın menfaat ve zararlarına hakim ve rakipsiz müessir ancak Allah'tır. O, insanlara, menfaat ve zararları ayırd edici kuvvet vermiştir. Allah'ın bir zarar vermeyi dilemesini hiç bir şey önleyemez. Allah her şeyi yaratan ve yarattığına bir etki koyandır. Her şeyin olumlu ve olumsuz etkisi O'nun yed-i kudretindedir. O'nun iradesi, dilemesi ve izni olmadan hiçbir şey etkisini gösteremez. Allah'a sadece Dâr ismiyle dua etmek caiz değildir. Bu nedenle her iki isimle (Darr, Nâfi) birlikte dua edilmelidir. Bu iki ismin birlikte zikredilmesi, Allah'ın dilediğine yarar sağlamaya dilediğine de zarar vermeye kadir olduğunu gösterir. Zira zarar verme veya yarar sağlama gücüne sahip olmayanın varlığı ve etkiside olmaz. Tatlı, güzel şeyleri halkeden Rabbimiz olduğu gibi; acı, sıkıntılı ve kederli şeyleri de O yaratmıştır.
O, mevcudat ziyanını gösterene ve eksikliğini ortaya dökene mevcudattaki varlığını gizleyendir. Böylece mevcudat aslına döner ve acizlik, muhtaçlık ve fukaralık durağında durur ki, durumuda zaten budur. Allah’ın onlardaki gizlenme durumundan dolayı aciz ve muhtaçlıkları ortaya çıktı. Zira mevcudat için mecazi varlık O’nunla gerçekleşir. Bu isim fiillerin isimlerindendir. Bu ismin sıfatı durr dur. Durr, yetkinliğin perdelenmesi ve mutlak manada acizliğin ve eksikliğin ortaya çıkışı demektir. Bu pek çok mertebede geçerlidir ki, hepsi yetkinliğin perdelenmesi ve eksikliğe irca olunur. Bu nedenle Hz. Eyyüb (as) “Gerçekten de bana zarar dokundu ve Sen merhametlilerin en merhametlilisisin” (Enbiya/83) demiştir. Ed-Darr, maksada uymayan şey ile zarar veren demektir. O, dilediği kimselere onları başarısız kılmakla zarar verir, dilediği kimseleri mahrumiyetiyle imtihan eder. Bu ismin sırlarının bir inceliği vardır. Bu incelik bu ismin hükmünün iki mertebeyi içermesi ve kul ile Hakk arasında ki ortaklığıdır. Bu ortaklığın Hakk ile kul arasında olmasının nedeni, diğer yaratıkların aksine, insanın niza edici olmasıdır. Rablik iddiası sadece insandan ortaya çıkmıştır. İnsanın kendi nefsinde bulunduğu Rablik iddiası bu ismin zararlarının ortaya çıkmasında temel nedendir. İnsan nefsini ve Rabbini bilmekle yükümlü tutulmuş ve bu hususta nefsini tezkiye edip tevhid hükmü ile emrolunmuştur. Hakk’ın insanı izhar etmesinin nedeni gizli hazinesinin zuhur etmesidir. Bu ise Hakk’ın bütün isim ve sıfatlarıyla kulun kabiliyet aynasında zuhur etmesidir ki, bu da faydanın ta kendisidir. Kul nefsini ve haddini bilmelidir ki, rahmetle muamele edilsin.
“Rablerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Allah: Bu (yeniden dirilme olayı), hak değil miymiş? diyecek. Onlar da "Rabbimize andolsun ki evet!" diyecekler. Allah da, Öyle ise inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın! diyecek.” (Enam/30)
Dünya ve kadın fitnesinden sakının. İsrailoğulları içinde de ilk fitne kadın yüzünden çıkmıştır. (H.Ş.)
Mü’minin ruhu borcu ödeninceye kadar ona bağlı kalır. (H.Ş.)