MANİ İSMİ VE YAŞANTISI
Dilediğini engelleyen. Cenab-ı Hak buyuruyor: "Allah'ın insanlara açacağı herhangi bir rahmeti tutup hapseden olamaz. O'nun tuttuğunu O'ndan sonra salıverecek de yoktur." (Fatır/2), "De ki: 'Öyleyse bana bildirin, Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, O'nun rahmetini önleyebilir mi?" (Zümer, 38).
Resulullah buyuruyor: "Ey Allahım! Senin verdiklerine mani olacak, mani olduklarını da verecek kimse yoktur." Allah, inkarcıları kötülerken bu ismi kullanmış ve şöyle buyurmuştur: "Ve hayra da mâni olurlar." (Maun/7). Allah'ın Mâni olması, dünyada olabileceği gibi ahirette de olabilir. Allah bu dünyada kimi marifet ve ibadetlerinden men eder, zikrini onu temel azığı yapmazsa, bu kimse gerçek anlamıyla bütün hayırlardan mahrum edilmiş olur. En büyük musibet işte budur. Hem dünyada hem de ahirette ilahi ihsanlardan men edilenler, hiçbir zaman mesut olmazlar.
Allah, nimet verme ve vermemeye kadir olandır. O'nun vermemesi cimriliğinden değil, bir hikmetinin gereğidir. Mani olan Allah, düşmanlarına karşı dostlarını koruyup himaye eden ve onlara yardım edendir.O, lütuf ve ihsan olarak hakikatleri kabiliyetlerinin iktiza etmediği şeylerden men edendir. Eğer men etmese bu hakikatler bozulup yok olurlardı.
O lütuf ve ihsan olarak hakikatleri kabiliyetlerinin iktiza etmediği şeylerden men edendir. Eğer men etmese bu hakikatler bozulup yok olurlardı. Allah’ın eşyayı kabiliyetinin iktiza etmediği bir şeyden men etmesi ancak varlığın “ayn”ından ve cömertlikten dolayıdır, pintilikten değildir. Allah Teala buna, “Hiçbir şey yoktur ki Bizim yanımızda hazineleri olmasın, fakat Biz onu ancak malum bir miktar ile indiririz” (Hicr/21) ayetiyle işaret buyurmuştur. Allah ancak kabiliyet miktarı verir ve ancak kabiliyetin iktiza etmediği şeyden men eder. Kabiliyet ise kendisi için takdir edilmeyen şeyi iktiza etmez. Allah kabiliyeti ona göre yaratmıştır. El-Mani ismi, fiillerin isimlerindendir. Bu ismin sıfatı mendir. Men, varlığıyla varlığa ait her hakikati başka hakikatlerden perdeleyen ilahi tecellidir. Bu yüzden her hakikat herhangi bir hale kendi dışına taşmaz. Herhangi bir şeyden ancak kabiliyeti ölçüsünce alır. Sen hakikatini kabiliyetin ile kadrine göre idrak edersin. Senin kadrinden daha yücesi yoktur. Senin hakkında; “Ona ruhumdan üfürdüm” (Hicr/20); “Biz ademoğullarını mükerrem kıldk” (İsra/70); “iki elimle yarattığım şey …” ; “Ben onun kulağı, gözü, eli ve ayağı olurum” denilmiştir. Kadrini ve kıymetini bil ve bu ayetlerin ve kudsi hadislerin belirttiği mertebelerde yerini al. Kendi önündeki manileri halidirki, Allah lütfuyla seni Sana ulaştırsın.
El-Mani, adaletin kendisini men ettiği men ettiği ve ikramı ihsan olan kimse demektir. Bu ismin hükmü, imkan mertebesinde bulunur. Çünkü men, istidat ve özelliğinin gerektirmediği şeyi kabul etmediği için mümkünün aynıdır. İlahi mevhibe kapıları açıktır ve cömert olanın feyzi süreklidir. Buna göre nimetlenen kimse, sadece kendi kabiliyeti ve özelliğiyle elde ettiği nimetle nimetlenmiş; elem duyan ise sadece kendi nefsiyle bunu hak etmiştir. Nimetlenen Hakk’a hamd etmeli, elem duyan ise sadece nefsini kınamalıdır. Hakk, herhangi bir şeyi men ederse bu sadece kulun muhtaçlığını izhar etmesi içindir. “Men ettiği şeyi artık gönderecek kimse yotur” (Fatır/2) ayeti bu sır ile Hakk’a yönelmeyi gerektirir. Bu ise inayet kapılarının anahtarıdır. Şu halde Hakk men etmekle Hakk’a yönelme anahtarını kuluna vermiştir. Men etmesi, ikram edeceğinin müjdesidir. Yeterki kul bir adım ile Hakk’a yanaşsın. Hakk ona koşacak gelecektir.
“Andolsun ki "Allah, kesinlikle Meryem oğlu Mesîh'tir" diyenler kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesîh "Ey İsrailoğulları! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz. Biliniz ki kim Allah'a ortak koşarsa muhakkak Allah ona cenneti haram kılar; artık onun yeri ateştir ve zalimler için yardımcılar yoktur" demişti.” (Maide/72)
Cenab-ı Hakk’ın size mağfiret etmesini ve sizi Cennete koymasını isterseniz Allah yolunda cihad ediniz. (H.Ş.)
İnsanların en karlısı, ömrü uzun, ameli güzel olandır. (H.Ş.)