Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

E.H. 83. Rauf İsmi ve Yaşantısı



RAUF İSMİ VE YAŞANTISI



Çok şefkat ve merhamet gösteren, çok esirgeyen, kolaylık sağlayan. Cenab-ı Hak buyuruyor: "O, onlara karşı çok şefkatli, pek merhametlidir." (Tevbe/117), "Eğer Allah'ın üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, azabınızı çarçabuk verirdi. Gerçekten Allah Rauf'dur, Rahim'dir." (Nur/20), "Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir." (Bakara/143), "Muhakkak Rabbiniz Rauf'dur, Rahimdir" (Bakara/207).

Rauf'un anlamı ilk anda "Rahim" kelimesinin anlamıyla  aynı gibi  görünüyorsa da, Kuran-ı Kerim'de geçtiği yerlerde Cenab-ı Hakk iki sıfatı da beraber zikrettiği  durumlarda Rauf'u Rahim'den önce buyurmuştur. Raûf, kullarına kolaylık sağlayan demektir. Çünkü Yüce Allah kullarına kaldıramayacakları ibadetler ve yükler  yüklememiştir. Yaşlılık, hastalık ve zayıflık gibi hallerde onları birçok ibadetlerden muaf tutmuştur.

Allah'ın yarattığı tüm canlılar kusursuz, üstün bir yaratılış ve kompleks bir yapı sayesinde yaşamlarını  sürdürmektedir. Bu, O'nun merhametinin ve rahmetinin bir delilidir. Çünkü hiçbir canlı kendisi için en uygun, en elverişli şekilde yaşamak için güç sarfetmemiş, sadece Allah'ın üstün aklına teslim olmuştur. O, ihtiyaç duyabileceği herşeyi zaten kendisine vermiştir. Mesela bütün canlıların kendilerini savunmak  için farklı yetenekleri vardır. Kimisi son derece korkutucu bir görünüme sahiptir, kimisi zehirli, kötü kokulu veya yakıcı gazlar püskürtür. Bazıları atik ve çabuktur; düşmanlarından hızla kaçarlar, böyle olmayanlar  ise farklı bir savunma şekli olarak dayanıklı zırhlarla kaplıdır. Bir kısmı bedenlerini düşmanlarından saklayabilecek şekilde bir görüntüye sahiptir, diğer bir bölümü de ölü taklidi yaparak düşmanı  kandırabilecek şekilde var edilmişlerdir. Şüphesiz canlılar bütün bu niteliklere tesadüfen ya da kendi istekleriyle ulaşmamışlardır.

Her müslüman Allah'ın dışında mutlak şefkat sahibi kimse olmadığını bilmelidir. Allah'ın kullarına bol nimetler vermesi, onlar çeşitli tehlikelerden koruması- nefislerinin arzu ve isteklerinin peşinden koşmalarına mani olması, O'nun kullarına olan şefkat ve merhametindendir. Bazen bir musibet vererek onları tökezleterek doğru yola girmelerini sağlaması, O'nun şefkat ve merhametinin gereğidir. Bu bela ve musibetler dıştan böyle görünebilir; ancak gerçekte bunlar, kendileri için şefkat ve merhamettir.

Nefsinize Acıyınız: Allah'ın bu ismini bilen kimse, Allah'ın kendisine şefkat ve merhamet ettiği gibi o da, nefsine acımalı, ona gücünden fazla yük yüklememeli ve yapısını aşan şeylerden sorumlu tutmamalıdır. Nefse acımak demek, Allah'ın emirlerini yerine getirmek, yasaklarından ve tehlikelerinden onu korumak demektir. Nefsine acıyıp ona şefkat gösterdiğin gibi, başka insanlara da acımalı ve onlara da şefkat elini uzatmalısın. Böylece şefkatli bir kalbe sahip olur, her iki dünyada Allah'ın şefkat ve merhametinin seni kuşatmasını sağlamış olursun.

Er-Rauf, hulul etmeksizin alemde tecelli etmekle aleme merhamet edendir. Eğer Allah’ın alemdeki tecellisi olmasa alem göz açıp kapayana kadar bir süreden daha hızlı bir zamanda tamamen yok olurdu. Alemi yok olmaktan koruyan bu özel tecelli Allah’ın Re’fetten kaynaklanan inayet nazarı ile aleme nazar kılmasıdır. Bundan dolayı Allah’ın aleme karşı inayeti ve re’fetindendir. Eğer re’fet olmasa inayet hasıl olmazdı.

Bu isim sıfatların isimlerindendir. Bu ismin sıfatı re’fettir. Re’fet, alemin sair hallerindeki rahmetin kuşatıcılığıdır. Öyle ki, alem herhangi bir halinde ancak re’fet tarafından kuşatılmış olur. Bu ilahi re’fetten sudur eden geniş rahmet, aşağısı, yukarısı, bedbahtı ve bahtiyarıyla, dünyada, ahirette, cennete, cehennemde ve bütün mevtınlarda alemi kuşatmıştır. Alemin bu kuşatmayı bilmesi veya bilmemesi fark etmez; çünkü bu rahmet hasıl olmuştur. Er-Rauf, bu manada şefkat anlamını taşır. Er-Rauf, tevbeyle günahkarlara, korumakla kendisine yaklaşanlara şefkatlidir. Kalplerden ortaya çıkan re’fet cezbeye benzer. Cezbe ve refet bir gediği kapatıp ıslah etmek demektir. Hakk’ın refeti kullarına rahmetini bahşetmesidir. Besmele bu rahmetin anahtarıdır. Fatiha bu rahmeti tamamlayandır. Genel ve özel rahmettir. Böylelikle içlerinde mütekabil isimlerin hükümlerininde bulunduğu alemin bütün işleri bu iki rahmetin ihatası arasında bulunmaktadır. Böylece isimler hükümlerinin ve mazharlarındaki saltanatlarını bitirdiklerinde, iş kuşatıcı rahmete varır.

Bu ismin hükmünde seçkinlerde geçerlidir. Bu nedenle Hakk peygamberin müminlere karşı rauf” (Tevbe/128) diye nitelenmiştir.

“Bir zamanlar Rabbi İbrahim'i bir takım kelimelerle sınamış, onları tam olarak yerine getirince: Ben seni insanlara önder yapacağım, demişti. "Soyumdan da (önderler yap, yâ Rabbi!)" dedi. Allah: Ahdim zalimlere ermez (onlar için söz vermem) buyurdu.” (Bakara/124)

Mü’minlerin imanı en kevvetli olanların, huyu en güzel olanlarıdır. (H.Ş.)

İnsanların arasına karışıp onların eziyetlerine sabreden Müslüman, insanlarla hemhal olmayıp onların sıkıntılarına katlanmayan Müslümanlardan daha hayırlıdır. (H.Ş.)

Cenab-ı Hakk’a rızaya ermiş olarak mülaki olmak arzusunda bulunanlar bana çokça salat göndersinler. (H.Ş.)



içindekiler               sonraki sayfa

içindekiler




Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi18
Bugün Toplam260
Toplam Ziyaret888882
Hava Durumu
Saat
Takvim