MUKADDİM İSMİ VE YAŞANTISI
Dilediğini maddi manevi nimetler verip öne geçiren, istediğini var veya yok etmekte zaman, mekan şeref ve rutbede ileri geçiren öne alan. “Onların yaptıkları her bir iyi işi dikkate alırız, fakat onu saçılmış sereler haline getiririz” (Furkan/23).
Yüce Allah, istediği kimseleri önegeçirir. Bu öne geçirmedini konularda olduğu gibi yaradılış ve maddi konularda da olur. Yüce Allah, canlıların kimini önce, kimini de sonra yaratmıştır. Kimine zenginlik vermiştir, kimine vermemiştir.
Mukaddim ve Muahhir isimlerinden birini zikretmeden yalnız ötekiyle dua etmek caiz değildir. Her ikiside Allah'ın fiili sıfatlarındandır. Dilediğini öne alan, dilediğini arkada bırakan O'dur. Öne alınan kimse yüksek mertebeler çıkar. Geri bırakılan ise en aşağı mertebelere iner. Geri bıraktığını öne çıkarmaz, öne çıkardığını da geriye bırakmaz. Bu iki ismi birlikte zikretmek, ayrı zikretmekten daha güzeldir.
Bu İsmi bilmenin Faydaları: Müslüman, Allah'ın öne çıkardığını öne çıkarmalı arkaya koyduğunu arkaya koymalıdır.
Allah'ın Mukaddim ve Muahhir olduğunu bilen kimse, ibadet ve iyiliklerinin çokluğuna güvenmez, günah ve kötülüklerinin çokluğu nedeniyle de Allah'tan ümit kesmez. Zira Allah'a uzak gibi görünen nice kimseler yakın, yakın gibi görünen nice kimseler de gerçekte O'ndan uzaktır.
Daima kötü sondan, günahları öne alıp ibadetleri ertelemekten Allah'a sığınmalıdır.
El-Mukaddim, ilk anaları (Ümmühatı-ı Ûla) çocuklar ve ürünleri üzerine hüküm bakımından varlığın mukaddimesi kılandır. Böylece varlığa ait hakikatlerin kadimi, hadisini, Hakk’a ait olanını ve halka ait olanını bunların hepsini derecelendirir. Bu isim sıfatların isimlerindendir. Bu ismin sıfatı takdimdir. Takdim, tafsili tecelliden ibarettir. Emellik mertebeleri onunla zuhur eder ve yüce mertebeler onunla ayrışır. Hakk Teala’nın öncelikle vasıflanması bu tecelliden kaynaklanır. Zira zamanın kendisi yaratılmış olmasından dolayı Hakk’ın önceliği zamansal öncelik değildir. O’nun önceliği mertebe iledir, zamanla değildir.
El-Mukaddim, bazı fiilleri bazısının önüne geçirendir. O, sevdiklerine kendisine hizmette öne geçirilmiş ve onları günah işlemekten geri bırakmıştır. O, dilediği kimseyi dilediği kimsenin önüne geçirir; dilediği kimseyi dilediği kimsenin ardına bırakır.
Vücudun iki rütbesi vardır: Bunlardan birincisi fiil ve tesir rütbesi, ikincisi kabül rütbesidir. Bütün mevcutlar kabul rütbesini temsil ederler. Her insan kevni özellikleri kabul edicidir. Halbuki Hakk, kendilerinden bildiği bir özellik sayesinde dilediklerini bunlarda öne geçmiştir. Buna karşın diğerleri ise bu esnada geri kalırlar.
“Andolsun Allah’ın Resulünde-Elçisinde sizin için Allah’a ve Ahiret gününe kavuşmaya inanan ve Allah’ı çok zikreden kimseler için, en güzel örnek vardır” (Ahzab/21)
Allah’ım, açlıktan sana sığınırım, o kucaklayan ne fena arkadaştır. (H.Ş.)
Her kim ikindi namazını bilerek terk ederse ameli boşa gider. (H.Ş.)