VACİD İSMİ VE YAŞANTISI
İstediği an arzu ettiğini bulan. Bu isim Kur'an'da zikredilmemiştir. Vâcid kelimesi, bulan, vücuda getiren, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan anlamına gelir. Yüce Allah istediği şeyi, istediği canlıyı istediği zaman bulur, hükmünü infaz eder. Bir şeyi bulmak için, meydana getirmek için O'nun zamana, mekana, plana veya başka bir şeye ihtiyacı yoktur. Hiçbir canlı O'ndan gizlenemez. Hiçbir şey O'ndan kaçamaz. O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Her şey O'na muhtaçtır.
Cenab-ı Hakk'ın, herhangi bir şeyi ele geçirmek için; zaman kollamaya bunu sağlamak amacıyla önlem almaya ihtiyacı yoktur. Herşey daima O'nun huzurundadır. Dilediği an hükmünü infaz eder ve bunda da O'nun için hiçbir zorluk söz konusu olmaz. Ne lütfunu hemen kullarına ulaştırmada, ne de cezasını yerine getirmekte O'nun için bir güçlük bulunmaz.
Kişi ihtiyacı olmayan bir şeyi kayıp ettiği zaman, yitiren sayılmaz. Zatına ve zâtının kemaline bağlantılı olmayan bir şey elde ettiği zaman da kendisine Vacid denilmez. Vacid, ilahi sıfatlar babında mutlaka bulunması gereken hususlara ihtiyaç duymaksızın kendisinde bulunan demektir. İşte bu, Allah için mevcuttur. Allah bu itibarla Vacid olunmuştur. Hem de Vacid-i Mutlak. Ondan başkası, bazı ahlaki faziletler ve kemalatlar elde edebise bile de ona Vacid denilemez. Çünkü o bunun yanında elde edemediği bir çok şeyler kaybetmiştir. Bir şeyler elde edebilse, dahi olmayan kişilere nisbeten bir şeyler elde etmiştir.
Bir kul, bilinmesi tamamen kendi yararına olup da haz alacağı herhangi bir ihtiyaç içerisinde bulunmadığı bir makama ulaşırsa, bütün ihtiyaçlarını karşılayacak olan Allah'ı vekil olarak bulur.
El-Vacid, zatıyla mükemmel olandır. Bu yüzden Hakk hiçbir yönden ve hiçbir nisbetle yetkinliklerden bir şey kaybetmez. Aksine O, en tam, en yetkin, en toplayıcı ve en kuşatıcı yönlerden cemal, celal ve kemal sıfat ve isimlerinin tamamını bulandır. Bu isim ve sıfatların isimlerindendir. Bu ismin sıfatı VÜCUD’dur. Vücud sıfatı, Hakk’ın zuhur, batın, suret, mana, gayb, şehadet, ulvilik, suflilik, Hakk, halk, hüküm, ayn, ihata, şümul, kayıt ve mutlak olmak bakımından yetkinliklerle tahakkuk etmesinden ibarettir. El-Vacid, talep ettiği şeyi bulan demektir. Her şey kendisine muhtaç olduğu halde, kendisine her şeyden müstağni kalan Zengin El-Gani demektir. Bu ismin eserlerinin zuhuru seçkinlere egemen olur. Bunun nedeni şudur: Allah Teala emrinin her şeye işlediğini ve hükmünün her şeye ulaştığını gördüğü gibi, aynı şekilde ariflerde her şeyde Hakk’ı bulurlar ve görürler. Bununla beraber arifler herhangi bir ayırım olmaksızın vücudun hakikat birliğini/ahadiyetül ayn-vücud görürler. Suretler, kendisine farklılaşmanın söz konusu olmadığı tek bir ayn’da birbirlerinden farklılaşırlar. Farklılaşmanın nedeni O’nun isim ve sıfat farklarıdır. “Şayet Allah’tan başka bir ilah olsaydı, hiç kuşkusuz fesat çıkartırlardı” (Enbiya/22) ayeti bu mertebeyi anlatır. İsimler birer nasiptir. Her birisinin başkasının sahip olmadığı bir manası vardır ki, bu mana Hakk’ın Zatına mensuptur. Nispetler ise birbirinden farlıdır. Buna göre Rahman farklı Hakk farklıdır. Nispetler vücudi olmayan makul hakikatlerdir. Zat ise tektir. İsimler Zatın birer yüzü ve vechidir. Bu hakikate ise tevhid eğitimi ile yakin olarak ulaşılabilir.
“Ey İman edenler! Bir toplulukla karşılaştığınız zaman, sebat edin ve Allah’ı çok zikredin ki başarıya erişesiniz” (Enfal/45)
Ümmetimi zaymete düşürmekten korkmasaydım onlara her namaz vaktinde misvak kullanmayı emrederdim. (H.Ş.)