Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

E.H. 18. Vehhab İsmi Yaşantısı



VEHHAB İSMİ ve YAŞANTISI


Karşılıksız veren, sonu gelmeyen bağışların sahibi. Cenab-ı Hak buyuruyor: "Yoksa, güçlü ve üstün olan, karşılıksız bağışlayan Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır?" (Sad/9) Kullarına hiçbir karşılık gözetmeksizin tekrar tekrar ve çok çok bağışlarda bulunan.

Bu isim Allah hakkında, kapsamlı ve geniş bağışa; hiçbir karşılık beklemeksizin ve hiçbir amaç gütmeksiizin zorlanmadan daima vermek anlamına gelir. Oysa O'nun dışında bağışta bulunan herkesin dünyevi veya ührevi, er veya geç bir amacı ve çıkarı vardır. Bu yüzden mutlak hibe, yalnız Allah için geçerli olup, bu sıfatın O'ndan başkası için kullanılması doğru değildir. Zira hibeler dünyada ve ahirette hiçbir kesintiye uğramadan ve tükenmeden daima Allah'ın kullarına doğru akar. Allah'tan gelen hibeler, bu şekilde sonsuza dek artarak devam eder. Vehhâb ismii Allah'ın bütün fazlını, ihsanını, keremini, geniş mülkünü ve adaletini kapsar.

Her müslüman Yüce Allah'ın gerçek hibe ve bağış sahibi olduğunu bilmeli, O'nun mutlak Vehhâb olduğuna inanmalıdır. Bu üstün niteliği kazanmaya çalışmalı, insanlara ve diğer varlılara dünyevi veya uhrevi bir karşılık beklemeksizin hibe ve bağışlarda bulunmalıdır.

Müslümanın kendisine vacib olmayan, yalnız Allah'ın rızasını kazanmak için yaptığı hayırlar ve iyilikler hibe sayılır.

Allah'ın sana hibe ettiklerinden sen de başkalarına hibe et..Allah'ın geçici olarak sana emanet ettiği şeylerde sakın cimrilik etme. Zira O, sen verdikçe sana daha fazla vereceğini vaat etmiştir. Cimrilik edip vermeyenin malını da yıkıma uğratacağını bildirmiştir.

Eğer Allah sana, kişileri yüksek derecelere çıkaran önemli bilgiler  ve ilimler vermişse sen de hiçbir karşılık beklemeksizin bu bilgi ve ilimleri, ihtiyaç duyanlara öğretmelisin. Ancak gizli sırlar ve bilgileri ehli olmayanlara vermemeye dikkat etmelisin.

Büyük zatlar, bir kimse dua ettiği zaman 7 kere "Yâ Vehhâb" dese o kimsenin duasını Allah teala kabul eder, demişlerdir. Bir şey isteyen, düşman elinde bağlı kalan, rızkında darlık olan, ticaretinde ve kazancında çokluk ve kârlıllık olmayan veya seyrü sülûkünde her hangi bir fethi olmayan kimse üç gece veya yedi gece boyunca gece yarısı abdest alıp ve iki rekat namaz kılıp başını açarak ellerini havaya kaldırarak Yâ Vehhâb" dedikten sonra ihtiyacını Cenab-ı Hakk'a arzetse Allahü teala onun ihtiyacını karşılar, sıkıntısını giderir.

El-Vehhab, feyz-i akdetsen kabiliyetlerin zuhurunun gerektirdiği şeyi kabul etme kabiliyetini eşyaya bağışlayandır. Eşyayı kutlu kılmadır. Bu yüzden el-Vehhab ismi er-Rezzak ismine yakındır çünkü varlıklar rızklarını ancak kabiliyetler vasıtasıyla kabul ederler. Bu yüzden el-Vehhab ismi dolaysıyla Allah önce onlara kabiliyetlerini bağışlar sonrada bu kabiliyetlerin gerektirdiği rızkı bağışlar. Böylelikle varlık tamamlanmış olur. Vehhab kaynağı ise Hakikat-i Muhammedi’dir. Zira ilk tecelli oldur. Her Vehhab ile verilerin kaynağı Efendimizin hakikatidir. “Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım” sırrı bu noktaya dayanır. Bu nedenle müminlerden kendi nefsinden çok Efendimize sevgi ve saygı göstermesi istenir. Bu sevgi kamil iman göstergesi sayılır. Zira herkesin nefsi varlığı O’nun nefsinden Vehhab ismiyle bir hediyesidir. Kaynak O’dur. “Ben Allah’tanım, müminlerde Benden” buyurarak bu sırrı açıklar.

Vehhab imside sıfat ismidir. Bu ismin sıfatı vehbdir. Vehb, icadi iktiza üzere varlık (vücud nuru) tecellisinden ibarettir. Bu tecelli ilahi iradenin ilahi ilimdeki tertip üzere tasarrufu ile olur. Bu tecelli feyz tecellilerinin ikincisidir. İlk tecelli keremdir. Varlığa ait icmalin Ümmül Kitaptaki tafsili keremle taayyün eder. Alem tafsile çıkar.

Vehhab, bir bedel olmaksızın veren demektir. O verdiğinin karşılığında teşekkür ve karşılık beklemez. Hakk, iyiye ve kötüye herhangi bir beklentisi olmaksızın, karşılıksız verendir. Hakk’ın keremi kendisine isyan edilmesiyle eksilmez, günah nedeniyle ikramı kesintiye uğramaz. Bu ismin eserleriyle tahakkuk eden kimse, Hakk’tan başkasına ümit bağlamaz. Bunun hükümleriyle bezenen kimse, sıkıntılarda sadece Hakk’a dua eder. Tevekkül eden sadece Hakk’a tevekkül eder. Muhtaç, ihtiyaçlarını sadece Hakk’a arz eder.

Hakk’ın ikramları iki türlüdür: Birincisi, nimetlendirme tarzındaki ikramlardır. Bu nimetlendirmenin karşılığında nmeti veren zikredilmek veya şükür gibi herhangi bir karşılık beklemez. İkinci tür ise, kendisine şükür ve karşılık talebininde bitiştiği ikramdır. Aynı şey ibadet yapan içinde söz konusudur. Şayet bu insanın, gayesi ve niyeti, ibadetinin zuhuruyla ruhani bir suret meydana getirmek ise, bu mertebenin ehline katılmalıdır. Söz konusu ruhani suret Allah’ı tesbih eder ve melekut alemini süsler. Niyeti sadece talep ise sadece karşılığın alır. Bu bağlamda tahkik sahibi, fiil ve amellerine ve niyetlerine kamil-ruhani suretler verir, nitekim Hakk’ta tahkik sahibine suret verir. Diğer isimlerdeki mana ve niyetleri de sen kıyasla. Zira kıyas usulü geçerlidir.

 

“Miras taksiminde (kendilerine pay düşmeyen) akrabalar, yetimler ve fakirler hazır bulunurlarsa, onlara da maldan bir şeyler verin ve onlara (gönüllerini alacak) güzel sözler söyleyin.” (Nisa/8)

Cemaatle beraber olun ve tefrikadan mutlaka kaçının. Unutmayın ki şeytan, tek başına hareket edenleri boş bırakmaz. (HŞ)

Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle ve bizi Ramazan ayına ulaştır! (HŞ)

İlim öğrenme yolunda olan kimseye, Cenab-ı Allah, cennete giden yolları açar. (HŞ)


önceki sayfa               sonraki sayfa

içindekiler
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam173
Toplam Ziyaret888795
Hava Durumu
Saat
Takvim