E.H. Allah’ın İsim Ve Sıfatları
ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI
Allah Teala’nın alem tarafından bilinmesine imkan olmayan Zati İsimleri vardır. Bu isimler hüviyet gaybında Zati katında ve kendi indinde Zatına ayrılmıştır. Allah bu isimleri kullarına karşı cimriliğinden dolayı saklamamıştır. Saklaması, kullarının kabiliyetlerinin bu isimleri bilinmesinin mümkün olmamasından dolayıdır. Bu Zati İsimleri O’nun sadece kendisine ait olan özellikleridir. Efendimiz’in “Künhü Zatını idrak edemedik” buyurduğu Zatına ait isimlerdir. Bazı isimler de Allah’ın bazı mahluklarından gizlenmişken bazılarına mübah kılınmıştır. Bu durum Allah Teala’nın seçkinlerinin özelliklerindendir. “Gavs” ve “velayet” isimleri bu gruptandır. Bu ilahi isimlerin sadece bazı seçkinlere mahsus olması, seçkinlerin Hakk’ın aynı olmaları nedeniyle nefislerinin safiye olması ve nefsi tezkiye olmuş olması ve bu nedenle istidadın hasıl olması ve bilinme gayesinin yüceliği içindir. Bu seçkinler bu isimleri öğrendikten sonra bu bakımdan Allah’ın katında gizli kalmışlardır. Çünkü söz konusu seçkinler “O” dur. “Ferd” ismi bu gruptandır. Efendimiz bir duasında “Allah’ın bilinen isimlerinle, başkalarına bildirdiğin isimlerinle ve Zatına ayırdığın isimlerinle… niyaz ediyoruz” diyerek bütün bunları duaya katarak Hakk’tan istediğini ve muradını belirtmiştir. Çok geniş manalı ve şumullü bir dua olduğu aşikardır.
Allah’ın bazı isimleri vardır ki bunlarla Kendisini mahlukata tanıtır; onlarda bu isimlerle “O”nu bilirler. Allah’ın mahlukata Kendini tanıttığı isimler sayılamayacak kadar çoktur. Kuran’da Kendisi tanıttığı isimlerdir. Güzel isimler er-Rahman ve Allah isminde cem edilmiştir. efendimiz nefsiyle “Allah” isminin; vücuduyla “Rahman” isminin temsili ve tafsilidir. Efendimiz asaleten; varisleri vekaleten bu isimlerin temsilcisidir. Rahman’ın kapsadığı isimler özleri itibariyle doksandokuz ismi “yüz”e tamamlayan Allah ismi ile cem olur. İlahi isimler iki kısma ayrılır: Selbi isimler ve icabi isimler. Selbi isimlernin tamamı Zati isimleridir. İcabi isimler ise dörde ayrılır:
- Zati isimleri
- Nefs-i isimleri
Sıfati isimler
Fiili isimler
İcabi isimlerden olan Zati İsimlerin bir kısmı mutlak olarak Zata ait isimlerdir. Bunlar bir bakıma Zati bir bakıma sıfat-i isimler olurlar. Mutlak Zati İsimler Allah, Ahad ve Hakk isimleri ve yedi zamirdirki bunlar HÜVE, ENE, muhatip KAF’ı, mütekellim TE’si, muhatap TE’si, Mütelellim NUN’u, izafet YA’sıdır. Bu on isim mutlak ZAT isimleridir.
Mukayyet Zat isimlerine gelince, bunlar her ne kadar zata ait isimler olsalar da bir bakıma vasıflara ait manalarla kayıtlıdırlar. Bunlar yedi isimdir: Rahman, Ferd, Vitr, Samed, Kuddüs.
Nefsi isimlere gelince bunlarda yedi adettir: Hayy, Alim, Murid, Kadir, Semi, Basir, Mütekelim.
Sıfati isimler dört kısma ayrılır:
1. Kemal İsimleri: Rahman, Melik, Rabb, Müheymin, Hakim, Hakem, Veliyy, Kayyum, Vahiyd, Müteal, Muksit, Cami, Ganiyy, Kamil.
2. Celal İsimleri: Kebir, Aziz, Azim,Celil, Kahir, Macid, Cebbar, Mütekebbir, Vasi, Kaviyy, Metin, Zel Celali vel İkram, Muhit, Deyyan, Mecid, Şedid, Reiud derecat, Zül arş,
3. Cemal İsimleri: Rahim, Mümin, Latif, Habir, Hasib, Cemil, Halim, Kerim, Hamid, Daim, Baki, Vacid, Rauf, ZÜt tavl, Lem yelid velem yuled ve lem yekun lehu küfuven ahad.
4. İzafi İsimler: Evvel Ahir, zahir, Batın, Karib, Baid.
Fiili isimler celal ve cemalle ve kemalle aleme yansıyan isimleridir. Kabıd, Hafid, Muzill, Rakib, Şehid, Muid, Mümit, Müntakim, Mani, Dair, Varis, Zül batş, Şedidül ikab, Mudill, Mugni, Mukaddim ve Kahhar Celal ile ilişkili fiili isimlerdir.
Fiillere ait sıfatlardan cemalle alakalı olanlar şunlardır: Bari, Musavvir, Hakk, Rezzak, Gaffar, Vehhab, Fettah, Basıt, Rafi, Muizz, Mugni, Hafiz, Mukit, Bais, Vekil, Müdebbir, Muhyi, Mucid, Mukbi, Nasir, Rauf, Sabur, Berr, Vasiul mağfire, Tevvab, Afüvv, Münim, Şekur, Muti, Cevvad, Nafi, Hadi, Muhsin, Mugis, Hüsnut tecavüz, Bedi, Reşid, Mücmil, Mucib, Kefil, Hannan, Şafi, Muafi, Musi.
Bunlar yüz otuz yedi isimdir. Bunları içinde Rahman ismi tekrar eder. Allah ismi ise CEM edici isimdir. Allah ismi bütün mertebelere yayılır. Bütün mazharlarda ZUHUR EDER. Fiillerde etkindir ve şenlerde (taayyünlerde) barizdir. Allah bütün isim ve sıfatları toplar ve diğer zat isimleri ile adlanır. Bu nedenle ALLAH ismi İSMİ AZAM’dır. Bilinmelidir ki Kendisi olması bakımından Zatın bizim nezdimizde ne bir ismi, ne bir sıfatı ne de bir niteliği vardır. Çünkü ZAT, CEM ve VAHDET MERTEBESİ’dir. Mertebeleri cem eder ve onları ayrıştırır. Bu yüzden ZATIN Allah’ın kendisiyle bize Zatını tanıttığı muayyen bir ad ve sıfatı yoktur.
Çünkü isimler ve sıfatlar taayyün, temeyyüz ve fark içindir. Bu mertebede ise bir diğerinden ayrışan bir yön ve kendisi dışında başka bir mana üzerine onun sübut bulunmasının taayyün ettiği bir sıfatı yoktur. Uluhiyeti Zat mertebesinde isimler ve sıfatlar birbirinden ayrışır ve her isim ve sıfat GERÇEK HÜVİYETİ ile zuhuru talep eder. Zat MERTEBESİ; O’NUN KÜNHÜ İSMİDİR. Allah ismi uluhiyetinin ZATİ ismidir. İlahi isimler ve sıfatlar Hakk Teala’nın tecellilerindeki şe’nleri içindir. Zira her tecellinin bir sıfatı olması gerekir ve her sıfatında bir ismi olmalıdır. Her isim ve sıfatında kaynağını aldığı ZAT olmalıdır. İsim ve sıfatların çokluğu kesreti ZAT’ın TEKLİĞİ VAHDETİ oluşturur. Sıfatlarının çok sayıda olmasından dolayı isimlerde çok sayıdadır. Sıfatlarda tecellilerin çok olması yüzünden çok sayıdadır. Tecelliler ise tenezzüllerin çokluğundan dolayı çok sayıdadır. Tenezzüller şe’nlerin çok sayıda olmasından dolayı çok sayıdadır. Zira “O her an bir şe’nde, tecellidedir”. Şe’nler ilahi kemalin gereklerinin çok olması dolayısıyla çok olmuştur. Kemalin gerekliliğinin çok olması ise varlık mertebelerinin çok olmasındandır. Mertebelerin çok olması ise mazharların çokluğundan dolayıdır. Mazharların çok olması ise isimlerin çok olmasındandır.
Alemde her dilden zuhura çıkan her isim ve sıfat aslında İLAHİ İSİM VE SIFATLARIN kapsamı içindedir. Mazharlardan çıkan her fiil, isim ve sıfat O’nu temsil ve tafsil eder. O’nun isim ve sıfatları dairesindedir. O’nun dışında bir isim ve sıfat yoktur. Zatı ile her şeyi alim ve muhittir. “O’nun bir benzeri yoktur. O (ilahi hüviyetiyle) Semi ve basırdır” (Şura/11).
Allah, Hz. Muhammedi (sav) ilahi isim ve sıfatlarının hakikatlerinin zuhur aynası yaptı. Ayeti Kerimelerini zahir ve batın olarak O’na indirdi. Suret ve mana olarak eşyanın hakikatini O’na bildirdi. İnsanıda bu tecellilerin mazharı kıldı. İnsana da tüm isimleri talim etti. Muhammedi ayna kıldığı gibi müminleride zuhur aynası kıldı ki O’nda Zatı, isimleri ve sıfatlarını zuhura çıkarabilsin.
Rabbena Atina fiddünya haseneten ve fil ahireti haseneten ve kına azabennar.