Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H.M.S. 66. Nur Ve İdrak Hakikati

66. NUR VE İDRAK HAKİKATİ

Nur olmasaydı, bilinen ve hissedilen veya tahayyül edilen hiçbir şey idrak edilemezdi. Nura verilen isimler, güçlerin değişmesi nedeniyle değişir. Bu isimler sıradan insanlarda güçlerin isimleriyken, ariflere göre idraki mümkün kılan nurun isimleridir. Duyulanlar idrak edildiğinde, bu nur duyma gücü diye isimlendirilirken; görülenler idrak edildiğinde “görme” diye isimlendirilir. Dokunulanlar idrak edildiğinde bu kez dokunma (gücü) diye isimlendirilir. Aynı şey tahayyül edilenler içinde geçerlidir. Öyleyse bu nur dokunma-görme-duyma duyusunun kendisidir, ondan başkası değildir. Bunun, koklama, tat alma, tahayyül etme, ezberleme, akletme, düşünme, tasavvur etme (güçlerin) aynıdır. Öyleyse idraki mümkün kılan her şey bu nurdur. İdrak edilenlere gelirsek, onlar kendiliklerinde idraklerini sağlayan istidada sahip olmasalardı, idrak edilmezlerdi. İdrak edilenlerin idrak edene görünme özelliği vardır ve ancak bu durumda idrake konu olurlar. Söz konusu gözükme ve zuhur ise nurdur. Öyleyse idrak edilen her şeyin nurla ilişkisinin olması gerekir ve ancak bu sayede o şey idrak edilmeye istidatlı olur. Bununla birlikte bilinen her şeyin Hakk ile bir nispeti vardır. Hakk ise nurdur. Öyleyse bilinen her şeyin nurla bir ilişkisi ve nispeti vardır.

Nur sayesinde imkansız bile idrak edilir. İmkansız kendiliğinde bulunduğun durumu kabul etmeseydi, müdrik bir şeyi idrak edemezdi.

Öyleyse imkansız olan veya olmayan tüm bilinenlerin nura dönük nispetinin olduğu nur olmasaydı, o şeyin bilinen ve malum olması mümkün olmazdı. Allah’tan başka bilinen yoktur. Zira O kendini şöyle belirtir: “Allah yerin ve göklerin nurudur” (Nur/35). İşte Allah’ta nuru ile bilinebilir. İnsanların şaşırdığı ruhta bilinenin Allah ile nasıl ilişkilendirildiği ve nispetleridir. Söylenenler hakikati üzere onları ihatadan eksiktir. Çünkü Allah her şeyi bu nura dönük nispetleri yönünden ihata eder. O nur sayesinde her şey malum haline gelir. Bu bağlamda yokluk ve imkansız da bilinen şeyler arasındadır.

İdrak edilmeyen nur, Hz. Peygamber’in “Nurdu, nasıl idrak ederim ki?” hadisinde geçer. Hadiste nur tasdik edilir. Nurun mahiyetinin bilinemediği açıklanır. Yoksa nur müşahede edilmiş, nurun Zatı Künhü hakkında fikir yürütülmesinden kaçınılmıştır. Kısacası bu idraksizliğin nedeni, idrak nurunun O’nda mündemiç olmasıdır. O kendisindeki nuru idrak etmiş (göz nuru namaz), ama mahiyetini açıklamamıştır.

Böyle bir nur bütününe dönen parçaya benzer. Çünkü parçalarının hepsini içermediği sürece ona “bütün” adı verilmez. Efendimiz’in bu hakikati açıklaması “Künhü Zatını idrak edemedik” hadisinde gizlidir. Nurun kaynağının bütünüyle bilinmesinin mümkün olmadığını belirtmesidir. Nur görülecek parça, bütüne dahil olmuştur ve bütün parçalardan başkası değildir. Öyleyse “bütün” parçalarını parça olarak idrak ederken, parça bütünü idrak edemez. “Künhü Zatını idrak edemedik” ifadesi bu hakikati yansıtır. Bu nedenle Hakk parçaları tam manasıyla bilirken, parçalar O’nu tam manasıyla idrak edemez. Parça bütünü bildiğinde, ondan ancak cüziliğini bilebilir. Çünkü bütünü kendinde ve kendisi için bilmiştir. Bazen bütünün parçası olduğunu da bilemez. Bu nedenle insanlar bilgide de derecelenir. Bir şeyi bilmek bilinende bilinmeyen bir yön kalmaksızın gerçekleşmez. Aksi halde ondan sadece bildiğini bilmiş olur.

İdrak edilebilen ve ortaya çıkarttığı şeyin idrakini sağlayan nura gelirsek, burada ortaya çıkan şey iki nurla ortaya çıkabilir. Birincisi idrak nuru, öteki idrak edenin nurudur. İdrak nuru olmasaydı eşya ortaya çıkmazdı. Dolayısıyla idrak nuru olmaksızın, idrak edenin nuruyla herhangi bir şey görünmezdi.

Bazı şeyler idrak nuru nedeniyle zuhur edebilir. Fakat kendisini idrak etmek bile, idrak edenin nuru nedeniyle zuhur eder. Söz konusu nur olmasaydı, o şey bilinmezdi. Ehlullah bu durumu “Allah’ı Allah görür” buyurarak açıklamışlardır. Daha da açılmış hali “Allah’ın nuru, Allah’ın nuru ile idrak edilir”. Efendimiz kendindeki bu nur ile, Allah’ın nuru müşahede ederek “gözümün nuru namaz” buyurmuşlardır. Efendimizdeki Allah’ın Nuruyla, Allah’ın nuru müşahede edilmiştir. Bu ise ehlullahça “Allah’ı Allah görür” ifadesiyle açıklanmıştır. Nur, idrak aracıdır. Nur Allah’ın Zatının açılımıdır. Bu nur ile alemlerde açılmış ve bilinir olmuştur. Bu nur insanın nefsinde dürülmüş, Kur’an ve Sünnet ve tezkiye yoluyla bu nura ulaşılması istenmiştir ki, Allah bu nur vasıtasıyla idrak edilip, müşahede edilebilsin.



önceki sayfa               sonraki sayfa

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi18
Bugün Toplam440
Toplam Ziyaret888232
Hava Durumu
Saat
Takvim