Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H.M.S. 57. Edep Hakikati

57. EDEP HAKİKATİ

Edebin hakikati “Her nerede olursanız, O sizinle beraberdir” (Hadid/4) ayetinin işaret ettiğidir. Allah ilahi hüviyetiyle, sıfatları ve isimleriyle her an, her yerde ve her halde her şeyle beraberdir. Kul, bu beraberliği bilendir. Edepli insan ise bu beraberliğin hakkını verendir. Bu açıdan edepli insan, genişliği nedeniyle esnektir. O, bulunduğu her makamda o makama göre bulunurken, her hal, huy ve amaç karşısında da o hal, huy ve amaca göre davranır. Edepli insan, bütün güzel huyları kendinde toplayan, bunun yanı sıra huyların kötülerinide bilip onlarla nitelenmeyen kişidir. Edepli insan nefsi natıka hakikatinin Allah’ın Nuru ve Kur’an’ın sırrı makamı olduğunu bilen ve bu emaneti verene saygıda kusur etmeyen ve bu vasıfları koruyandır. Nefs hakikati itibariyle kendi kadrini bilen fakat bunun emanet olduğunu da bilerek haddi aşmayan insan, edepli insandır. Hz. Ali (kv) bunu şu sözüyle belirtmiştir: “Kadrini bilene, haddini aşmayana Allah rahmet eylesin”. Edepli insan bu hakikate ulaştığında, iyisiyle kötüsüyle bütün bilgi mertebelerini bilendir. Edep tüm ilimlerin ve hayırların toplamıdır.

Allah ehline (ehlullah) göre edep dört kısma ayrılır: Birinci kısım şeriat edebidir. Bu kısım Allah’ın öğretimini vahiy ve ilham ile üstlendiği kısımdır. Peygamber’i Muhammedi bu edebe göre edeplendirdiği gibi, Peygamber’de bizi ona göre edeplendirdi. Bize yol göstermek için şöyle buyurdu: “Beni Rabbim terbiye etti, ne güzel terbiye etti”. Bu yüzden edepliler, hem edepli hemde edep öğretenlerdir.

İkinci kısım hizmet edebidir. Allah ehlinin hükümdarı Allah’tır. O, bize kendisine hizmette nasıl edepli olunacağını belirtmiştir. Bu yarattıklarına karşı davranıştan farklı olarak, kendine özgü işlerde Allah’a karşı davranışı içerir. Öyleyse bu edep şeriat edebi içinde özel bir kısmı temsil eder. Çünkü şeriat Allah’a ve mahlukata ait haklarla ilgilidir.

Üçüncü kısım, Hakk’ın edebidir. Bu ise kendisine uyanlarda Hakk’a karşı edeptir. Hakk her kimde ortaya çıkar ve kim ona göre hüküm verirse, ona karşı bu edep gösterilir. Sende ona döner, onu kabul eder ve Hakkı reddetmezsin. Kibrin buna mani olmaz. Gerçek ve hak, yaş veya değer bakımından senden daha küçükte ortaya çıkabilir. Ya da saygılı davrandığın bir kişiden de çıkabilir. Sende gerçeği kimden çıkarsa çıksın alır ve bu konuda yapılan iyiliği itiraf eder. Hem Hakkın çıktığı mahalli, hemde Allah’ı çıkarttığı için Hakk’ı kabul edersin.  Edep ile nitelenmek budur. Hakk’ı yüceltmek ve hakkın açığa çıktığı mahalli kabul etmek en önemli düsturdur. “Hak edebi” şeriat adabının bir parçasıdır. Çünkü şeriat edebi, diğer kısımların anasıdır.

Dördüncü kısım ise hakikat edebidir. Bu edep Hakk’ta fani olmak ve bütün her şeyi Allah’a icra etmek ve bu suretle edebide Allah’tan bilmektir. Edebi nefsine mal etmekten alıkoymaktır. Bu kısım, ihsan sınıflarından “vehb” gibidir. Bütün iyilikleri kendinde toplayan kimsenin gerçek edebide bu olmalıdır. Çünkü edebi nefsinde toplamak, özü gereği iyiliğin ta kendisidir. Hakk karşısında edepte budur. Allah’a aittir. Çünkü dünya ve ahirette sürekliliği olan sadece Allah’tır. “Allah gökleri ve yeri ve bunların aralarındakini hak ile yarattı” (Rum/8) ayeti yaratmada ortaya çıkan Hakk’ı belirtir. Alemler “Hakk olarak” yani ilahi kanunlarla oluşturulmuştur. İnsana konulan ilahi kanunlarda şeriat ve sünnet ile açılmıştır. Hakk’a uymak ve edep ilahi kanunlara uymak demektir. Allah hem dünyada hem kıyamet gününde kulları arasında ve kulları içinde “Hakk” ile hüküm verecektir. Şeriatları onunla indirir ve insan bunlara uyarak halife olur. “Seni yeryüzünde halife yapacağız, insanlar arasında hak ile hüküm ver ve arzuna uyma” (Sad/26) ayeti Hakk ve insanı şeriat edebinde birleştirmiştir.

İnsan bunu öğrendiğinde Hakk ile davranabilmesi için Kur’an ve Sünneti inceler. İlahi kanunları hayata uygular. Hayata geçirilen her husus edeptir. Çünkü Hakk’ın emri yerine getirilmiş ve halifelik gerçek yüzü ile alemde yüz göstermiştir. Hizmet edebinin makamı ise, hizmet edilene Hakk ölçülerle hakkını vermektir. Adalet “haklıya hakkını vermek, haksıza ise haddini bildirmektir”diye özetlenebilir. Şeriat bu düstur üzerine kuruludur. Hizmet edebinin makamı bu nedenle, senin sürekli müşahede ettiğin şey karşısında bilinçli olmandır. Bu sayede zaman, mekan ve halin gereğine göre zatının hak ettiği şeyi gözler, yerine getirmekle edebi gözetlemiş olursun. Şeriat edebi konusunda Allah şöyle der: “Peygamber size neyi verirse onu alın, neyi yasaklarsa ondan uzak durun” (Haşr/7) ve “Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine ve sizden olan yetki sahiplerine itaat edin” (Nisa/59). Edep bu nedenle kadrini bilmek, iyilikleri nefsinde toplamak ve Allah karşısında haddini bilmektir. Bunu yapabilmek içinde “ilim” gereklidir. Bilmeyen uygulayamaz, bilmek ise sadece yeterli değildir. Hem bilmek hem bildiğini hayata geçirmek edebin gereğidir. Bu nedenle “ilim kadın ve erkek her müslümana farzdır” buyurmuştur Efendimiz.


önceki sayfa               sonraki sayfa

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam162
Toplam Ziyaret889280
Hava Durumu
Saat
Takvim