Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H.M.S. 56. Muhabbet (Sevgi) Hakikati

56. MUHABBET (SEVGİ) HAKİKATİ

Sevgi-muhabbet ilahi bir makamdır. Muhabbet (hubb) bütün aleme sirayet etmiştir. Allah şöyle buyuruyor: “Ben gizli bir hazineydim. Bilinmekliliğimi sevdim (ahbebtü). Halkı yarattım” muhabbet bu nedenle nefesi rahman tecellisiyle her zerreye sirayet etmiştir. allah onunla kendisini niteleyerek “el-Vedud” (Seven) diye isimlendirmiştir. “Muhib” olarakta geçer. Tevrat’ta Musa’ya vahyedilen şeylerden biride şudur:”Ey Ademoğlu! Senin hakkın için Ben severim. Senin üzerindeki hakkım içinde sen Beni sev”. Allah sevilenlerin niteliklerini ve türlerini Kur’an’da zikrettiği gibi sevmediği nitelikleride zikretmiştir. Bu bağlamda Allah, Peygamberine bize şöyle demesini emretti. “Deki: Allah’ı seviyorsanız bana uyun, Allah’da sizi sevsin”. Allah şöyle der: “Ey iman edenler! Sizden dininizden dönen olursa, Allah kendilerini sevdiği ve onlarında Allah’ı sevdiği bir topluluk getirir” (Maide/54). Sevdiği bir topluluğu nitelerken şöyle der: “Allah tevbe edenleri sever” (Ali-İmran/222). Başka bir ayette “temizlenenleri sever” (Bakara/222), “tevekkül edenleri sever” (Ali-İmran/159); “sabredenleri sever” (Ali-İmran/146) şükredenleri sever, sadaka verenleri sever. “ihsan edenleri sever” (Ali-İmran/134); “Allah bina gibi saf saf savaşanları sever” (Saff/4) gibi ifadeler geçer.

Allah sevmediği niteliklerin bulunduğu bir toplumun sevmediğini belirtir. Allah şöyle der: “Allah bozguncuları sevmez” (Maide/64); “fesadı sevmez” (Bakara/205). Bunun zıddı ise ıslah ve salahtır. Öyleyse bozgunculuğu terk etmek, salahın ta kendisidir.  Allah şöyle der: “Allah sevinenleri sevmez” (Kasas/76); “Allah övünenleri sevmez” (Lokman/18) ya da “Allah zulmedenleri sevmez” (Şura/40). Allah aşırı gidenleri sevmez, nankörleri sevmez, açıkça günah işlemeyi sevmez, aşırılığa gidenleri sevmez. Bunun yanı sıra, Allah bize bazı şeyleri süsleyerek, bazılarını ise genel anlamda sevdirmiştir. Bize olan nimetinden söz ederken şöyle der: “Fakat Allah size imanı sevdirdi” (Hucurat/7). Başka bir ayette ise “İnsanlara arzuları sevmek süslenmiştir” (Ali-İmran/14) der. Allah karı-koca hakkında “Sizin aranıza sevgi ve merhamet yerleştirdi” (Rum/21) buyurdu. Allah düşmanlarını sevmemizi yasaklayarak şöyle demiştir: “Düşmanımı ve düşmanlarınızı dost edinmeyin” (Mümtehine/1). Baştada belirtildiği gibi alemler sevgi-muhabbet ile yaratıldı. Bu nedenle ceza, amellere bağlanmıştır. Öyleyse amelimiz nefsimiz itibariyle bize aittir. İbadetlerimiz mana itibariyle O’na aittir. İbadet amelle aynı değildir. Ameller mana olarak nefislere, ibadetler mana olarak Allah’a aittir. İnsanlarda ortaya çıkan ameller O’nun için ahlaktır. Öyleyse gerçekte amel eden O’dur. Amellerin iyileri edep gereği Allah’a izafe edilirken, kötüleri nefse izafe edilir. Ameller kudretiyle Allah’a aittir. Allah şöyle der: “Nefse ve onu düzenleyene, ona günah ve takvasını ilham edene yemin olsun ki” (Şems/7-8). Başka bir ayette ise “Sizi ve amellerinizi Allah yarattı” (Saffat/96) buyurulur. Başka bir ayette ise “Allah her şeyin yaratıcısıdır” (Zümer/62). Kulların amelleride bu kapsama girer. Kullar kendilerinden güzel amel çıkması için, tezkiye ile emredilmişlerdir. “Nefsini tezkiye eden kurtulur” (Şems/9), “Nefsini karanlığa gömen (tezkiye etmeyen) ziyandadır” (Şems/10) ayetleri sorumluluğumuzu açıklamaktadır. Zira “Allah temizlenenleri sever” (Bakara/222). Bu suretle kul Allah’a yaklaşır, sevilir. Allah bunu şöyle ifade etmiştir. “Bana yaklaşan kimseler kendilerine farz kıldıklarımdan daha sevimli ibadetlerle bana yaklaşmıştır. Kulum nafile ibadetlerle Bana yaklaşmayı sürdürür. En sonunda onu severim. Sevincede kendisiyle duyduğu kulağı, kendisiyle gördüğü gözü – bütün güçleri – olurum”. Bu sevgi nedeniyle Hz. Resul “Habibullah” olmuş ve sevginin yolunu bize açmış ve Kur’an da bu sevginin göstergesi olarak “Attığında sen atmadın Allah attı” (Enfal/17) ayetiyle övülmüştür. Hadiste de şöyle buyurulur: “Sevgim benim uğruma birbirini sevenlere vacip oldu” diğer bir hadiste ise “Size ihsan ettiği iyilikleri nedeniyle Allah’ı sevin” buyuruldu. Diğer bir hadiste “Allah güzeldir, güzeli sever” denilir. Allah övülmeyi sever. Sevgi bu nedenle değerli bir makam ve varlığın aslıdır.

Sevgi makamının dört lakabı vardır. Birincisi muhabbettir muhabbet, sevginin kalbe yerleşmesi, arizi kirlerden arınmasıdır. İkinci adı “Vüd” dür. Vedud isminin tecellisidir. Üçüncü adı AŞK’ tır. Aşk muhabbetin aşırısıdır. Allah bu makamda şöyle buyurur: “İman edenler ise en çok Allah’ı sever” (Bakara/165). Aynı şey “Sevgisi onu kapladı” (Yusuf/30) ayetinde dile getirilir. Aşk ve aşık sevginin bütün parçalarını kuşatacak şekilde sevene yönelmesidir. Dürdüncü lakabı ise “heva” dır. Heva, iradenin sevilene yoğunlaşması ve kalpte ilk gerçekleştiğinde ona bağlanmasıdır. Sevginin amelleri çoktur. Sevgi, Allah’ın nafile hayırları çoğaltınca kulunu sevmesi diye ifade edilir. Peygambere ve Kur’an’a uymakta Allah’ın sevginisini kazandırdığı için bu kapsama girer. Allah “Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız” buyurarak ancak O’nun sevgisiyle var olduğumuzu ve O’nu sevmemiz gerektiğini bize hatırlatmaktadır. Zira yaradılışın gayesi ve başlangıcı sevgi=muhabbet temelinde kurulmuştur.



önceki sayfa               sonraki sayfa

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi23
Bugün Toplam365
Toplam Ziyaret888157
Hava Durumu
Saat
Takvim