Kul için “Bismillah”, yaratmada Hakk için “”kün”=ol sözüne benzer. Bazen insanların dilediği şeyler, bismillah sözünden ve onun vasıtasıyla oluşur. Hallac şöyle der: “Kulun Besmelesi, Hakk için “ol” sözüne benzer”. Kulların bir kısmı için ise “kün” sözü vardır ki, bunlar ehlullahın seçkinleridir. Hz. Peygamber’den Tebük savaşında şöyle aktarılır: “Sahabe tanımadıkları bir şahıs görmüş, Hz. Peygamber “EbuZerr ol” demiş, bir anda Ebu Zerr olmuş”. Hz. Peygamber burada Bismillah dememiş, “ol” demekle yetinmiştir. Böylelikle O’nun için “kün=ol” Hakk’ın kün (ol) sözü olmuştu. Çünkü Allah nafile ibadetlerle sevdiği kimseler hakkında “Ben onun gördüğü gözü, duyduğu kulağı ve kendisiyle konuştuğu dili olurum” der. Allah, Hz. Muhammed’in nafile ibadetleri bulunduğuna tanıklık etmiştir. Nitekim “Geceleyin sana nafile olarak teheccüt kıl” (İsra/79) buyurdu. O halde Hz. Peygamberin duyması, görmesi ve konuşması Hakk idi. Kur’an herhangi bir yaratılmış adına böyle açık bir tanıklık yapmamıştır. Böylece farzları nafilelerini kuşatmayıp nafileleri artan kimsenin belirtisi, Allah’ın O’nu bu özel sevgiyle sevmesidir. Onun alemetini ise Hakk’ın “duyması, görmesi, tutması ve bütün güçleri olması” yapmıştır. Bu nedenle Hz. Peygamber, bütünün nur olması için dua etmiştir. Çünkü “Allah göklerin ve yerin nurudur” (Nur/35).