H.M.S. 32. Sıddıklık Ve Mümin Hakikati
32. SIDDIKLIK VE MÜMİN HAKİKATİ
Sıddıklık ik nur arasındaki yeşil bir nurdur. Hakikati Muhammedi’ye ulaşma sırrıdır. Bu nur ve sır vasıtasıyla haber verenin kereminin nuruyla gayb perdesinin ardından getirdiği şeyin kendisi müşahede edilir. Allah’ın bir ismide “Mümin” dir. Allah “Nur” olması yönünden kendisini bizim için bu adla Kur’an’da isimlendirmiş ve şöyle demiştir: “O kendisinden başka ilah olmayandır. Melik’tir, Kuddüs’tür, Mümin’dir” (Haşr/23). Müminin iki yönü vardır: Birincisi “eman veren” İkincisi doğruluklarının nezdinde gerçekleşmediği kimselerde doğru kullarını tasdik edendir. Bu nedenle Allah kıyamet günü Rabbine şöyle diyen doğru sözlü kulundan şöyle aktarır: “Dedi ki, Rabbim hak ile hüküm verir” (Enbiya/112). Bu, doğruluğunun beni gönderdiğin kimseler nezdinde sabit olmasını sağlar. Bu ise sıdık mümin vasfını kazanmasıdır. Bu vasfın sahipleri soyut olarak nefislerine baktıklarında, sıddıklık mertebesinden çıkıp müşahede ehli haline gelirler. Böylelikle “sanki görür gibi” iken, “görür” hale gelirler. Öyleyse Hakk, “Mümin” olması yönünden sıddıklık mertebesinin sahibidir. Bu mertebede Hakk mümin kullarını “Rabbin kendisinden başkasına ibadet edilmemesine hükmetti” (İsra/23) ayetiyle doğrular. Sıdık müminlerde ibadetlerine açık ve gizli şirki bulaştırmazlar. Her müşahede ettiklerinde Hakk’ın bir yüzünü görürler. O’ndan başka bir şey görmezler. “Görmediğim Allah’a ibadet etmem” buyururlar. Herhangi bir tereddüt olmaksızın, Hakk hangi yönden tecelli ederse etsin, bunlar bütün haberlerde Hakk’ı tasdik ederler. Öyleyse sıddıklığın hem uluhiyete hem beşeriyete bakan yönü vardır. Sıddıklığın ilahi isimlerde dayanağı “Mümin, ismi iken, yaratılmışlardaki etkisi imandır. Aynı şekilde onların isimleride “sıddık müminler” dir. Onlar doğrulukları nedeniyle nur sahibidir. Çünkü nur olmasaydı, haber verenin doğruluğunu ve bu beden heykelinin perdesinin ardından haberin doğruluğunu göremezlerdi. Kısacası sıdık “Mümin” ismiyle tahakkuk edendir. Bu nedenle “Mümin, müminin aynasıdır” buyurulmuştur. Birinci Mümin Allah, ikinci mümin sıddık kuldur. Hakk’tan nur olarak yansıyan her haber nefsinde tasdik görür ve sıddık mümin Hakk’tan Hak haber alan kul vasfını kazanmış olur. Bu ise Allah’ın isimleriyle tahakkuk etmektir. Diğer ilahi isimleride bununla kıyasla ve Allah’ın ahlakı ile ahlaklanma özelliğine ulaşma yolunda büyük bir ilme ulaş.