144. HAKK SURETİ İNSAN ve İNSANIN HALKEDİLİŞ MERTEBELERİ
“Allah Teala Adem’i kendi sureti üzerine yaratmıştır” Başka bir rivayette ise Hz. Resul şöyle buyurmuştur: “Allah Teala, Adem’i Rahman’ın sureti üzerine yaratmıştır”
Allah, Zatı Nefsini bilmiş, Zatı Nefsine ayna olarak alemleri ve İnsanı halketmiştir. Hadisin anlaşılması için insanın halkediliş mertebelerini bilmek gerekir. İnsanın halkedilişi şu mertebelerden oluşmuştur:
Allah beden zulmeti ile nefsi natıkayı birleştirmeyi murad etti. Zahiri ve batını olarak bir bütün olarak ve Ahsen-i takvim (en güzel surette) özelliğiyle halketti. Bu mertebede Kur’an’da “Nefisler bedenlerle birleştirildiğinde” (Tekvir/7) ayetiyle belirtilmiştir.
İşte Zat mertebesinde insanın halkedilişi “Kendi Suretinde” insanın varoluşudur.
Sıfat ve İsim mertebesi “Rahman Suretinde” varoluştur.
Şehadet aleminde “zahir” ismiyle görünmesi yine Hakk suretidir. Tasavvufta şu kurallar geçerlidir: “İsim Zatın aynıdır” ve “Sıfat Zattan ayrılmaz, Zat sıfattan asla hiç”
Bu kurallar ve anlatılanlar dikkate alındığında Allah, Ademi “Kendi ve Rahman suretinde yarattı” hadisindeki ifadeler anlaşılır. Allah ilahi hüviyetini şöyle tanımlamaktadır. “Hüvel evveli, vel ahiri, vez zahiri vel batın” ve “Hüve külli şeyin alim” (Hadid/3) “O ilahi hüviyetiyle evveldir, ahirdir, zahirdir ve batındır, ve her şeyi bilicidir”.
Zat, sıfat ve esma mertebeleri insanın hüviyetininde batını-evveldir. Fiil mertebesi ise Hüviyetin zahiri-ahiridir. İnsanda ilahi hüviyetin suretidir. İzafi hüviyetinin anlatıldığı şekilde zahiri, batını, evveli ve ahiri vardır. İnsanın hüviyetini temsil eden nefsi natıkası olduğundan insan izafi hüviyetiyle ilahi hüviyeti suretinde taşır. Bu vasfıylada Allah’ın buyurduğu gibi O’nun “Kendi” ve “Rahman” suretinde yarattığı en şerefli varlıktır.
Bu vasıfları en iyi yansıtan Peygamber Efendimiz’dir. Bu nedenle “Beni gören Hakk’ı görür” buyurmuştur. İnsan anlatılan Hakk sureti vasıflarını ne kadar nefsinde yaşıyorsa “Adem” ismini alır. Kamil insan olmakla şereflidir. Bunu açıklayan ayette şöyle buyurulmaktadır: “İzzet, Allah’ın, Resulünün ve müminlerindir” (Münafikun/8).
Mümin vasfını kazanabilmek için yukarıdaki mertebelerde insanın nefsi natıkasında dürülen Kur’an’ı (isim ve sıfatların cemiyeti) açığa çıkarması gereklidir. Yani Allah’ın Kendi suretini ve Rahman suretini yansıtması gerekir.
Bu özellikleri taşıyan mümin için kudsi hadiste şöyle buyurulur: “Beni yerim göğüm sığdıramadı, mümin kulumun kalbine sığdım”. Kalp nefsi natıkanın merkezidir. Bütün vücutta etkileri fiil olarak görülür. Nefsi natıkada bahsettikleri fiil olarak görülür. Nefsi natıkada bahsedilen hakikatler dürülüdür. Bu nedenle insan “Hakk’ın sureti” olarak halkedilmiştir. Bunu açıklayan başka bir hadiste ise şöyle buyuruluyor: “Müminin kalbi beytullah, arşullah, miratullah ve hazinetullah” tır. Mümin bu vasıfları taşıyan kişidir. Bu nedenle “Mümin müminin aynasıdır” buyurulmuştur. Birinci müminden kasıt Allah’tır. İkinci müminden kasıt insan-ı kamildir. Allah aynasından daim (müminden) Kendisi ve sıfatları-isimleri (Rahman) yansır. Bu özellikleriyle Hz. Peygamber “Allah” ve “Rahman” isimlerini yansıtan kamil aynadır. Varislerininde söz konusu hadisten hisseleri vardır. Kamil insanlar Hakk’ı yansıtan ayna olduklarından ve Hakk’ın suretinde halkedildiklerinden zahiri ve batını olarak Hakk’ı temsil ederler. Dışları şeriatı Muhammedi içleri Hakikati Muhammedi ile dürülüdür.
Mürşide biat, yönelmenin hakikatinde bu sır yatar. Zahirde işleyen mürşid, batında ise Hakk’tır. Zahir ve batın tek hakikatin iki itibarıdır. Bu sırra binaen (beytullah) mürşidi ziyaret kabeyi ziyaret anlamını taşır. Arşullah sırrı ile de ilahi isimleri ve sıfatları müride talim eder. Zira “Rahman arşı istiva etmiştir” (Taha/14). Müminin kalbi arşullah olduğundan, orada tecellide olan isimleri ve sıfatları ile Hakk’tır. Miratullah (Allah aynası) sırrıyla müride ayna olur. İyilikleri ve kötülükleri ona ilham ederek gösterir. Hazinetullah (Allah’ın hazinesi) kalbiyle sırrından (gizli hazineden) taliplere ilminden ve ahlakından sınar. Zahirde işleyen mürşid ve arif iken batında işleyen Hakk’tır. Mürşid Hakk’ın sureti üzerine halk edilen olduğundan, Hakk’ın özelliklerini nefsinden yansıtandır. Bu nedenlede alemlere rahmet olmuşlardır. Zira Peygamberin varisleridir. Her özellik batınlarındaki Hakk’tan ve Hakikati Muhammediden alemlere yansır.