ABDEST ve NEFSİ NATIKA
Namaz öncesi abdestin önemi açıktır. Abdestinde zahiri ve batıni özellikleri vardır. Zahiri abdestin nasıl alınacağı ilmihal kitaplarında ayrıntılı şekilde belirtilmiştir. Batını abdest ise “takva elbisesi” ni giyip hal edinmekle olur. Takva iki aşamalıdır.
Birincisi; kişinin günahlardan kaçması, günah ve hususlarından tevbe etmesidir. Nefs muhasebesi yoluyla günahlardan “tevbe-istiğfar” ile kurtulmak ve “nasuh tevbesi” yaparak nefs mücahedesi yöntemi ile günahlardan uzak durmakla ve bu durumu hal edinmekle mümkündür. Yani nefsin arınmasıdır. “İrfan yolu” batıni temizlikte anahtar rolü oynar.
İkincisi; kişinin varlığından geçmesidir ki, takvanın en üst derecesidir. Varlığından geçmek demek, kişinin nefsi hakikatini bilmesi, Allah indindeki yerini ve değerini tayin etmesi ile mümkündür. “Nefsini bilen Rabbını bilir” hadisi ışığında nefsin hakikatine ulaşmak için gayret sarf etmek demektir. Nefsin hakikatinin Allah’ ın nurundan ve Kuranın sırrından müteşekkil olduğu hatırlanarak olursa, nurlu Kuran yoluna girmenin Rabbi bilme yoluna girme ve bu yolla miracını tamamlamakla mümkündür. Bu yol ise “namaz” ve “tasavvufta tevhid ve nefsi irfan yolu” ile insanlığa sunulmuştur.
Allah’ın kişiye Kendisinin bilinmesi için emanet olarak verdiği “nefsi natıka emaneti” ni gerçek sahibine teslim etmekle sonuçlanan irfan yolu ve namaz kişiyi takvanın en üst derecesine ulaştırır. Hadisi şerifte “vücudun kadar büyük günah olamaz” buyurarak, Allah’ın yanında ikinci bir varlık iddiasının büyük bir günah-şirk olduğu vurgulanmıştır. İrfan yolunda kişi mürşidi kamilin gözetiminde O’nun ruhu ve nurundan hayat suyuyla yıkanarak batını temizliğini yapabilir. Namazda ise mürşidi Allah ve Kurandır. O’nun hayat suyuyla yıkanarak nefs tezkiyesiyle miraç yoluna çıkar. Hem namaz, hem irfan yolu kişiyi Rabbı olan Allah’a, nefsi hakikatinde dürülü olan Hakka ulaştırır. Her iki yöntem birbirini tamamlayan sonu miraç olan yöntemlerdir. Hedef bir olup, hedefte nefse ve Rabbe arif olmaktır. Mürşidi kamilin “hayat suyuyla” temizlenen kişide, nefsi hakikatinin Hak’tan ayrı bir şey olmadığı bilinci oluştuğunda, kişi varlığını Hakka teslim ederek Müslüman olur. Bu suretle varlığından geçecek, ikinci bir vücud iddiasının bir vehim olduğunu idrak edecektir. Böylece hakiki Müslüman olacaktır. Hakla yaşamını sürdürecektir. Her an, heryerde Hakk ile olduğunun bilinciyle hayatını sürdürecektir. Bu ise tam temizliktir ve takvanın en üst derecesidir. Kuran ve İnsanın birbirine kavuşmasıdır.
Allah’ın Zatıyla baki olma yolunun açılmasıdır. Bu şekilde temizlik batıni abdest hükmünü taşır. Kişi irfan yolunda ulaştığı her mertebede, namazlarını o mertebenin irfanı ile kılacaktır. İrfan mertebesi her an değiştiğinden, her namazda onda yeni ilimlerin açılmasına yol açacaktır. Bu kılınan namazlar ise gafletten uzak olacaktır. Bu bahsedilen hususlar için ehlullah şöyle buyurmuşlardır: “Gafillerin namazı yanılma secdesi ile, ariflerin namazı vücudlarını terk ile gerçekleşir” .
Nefsin Allah’ın tecelli mahalli ve Allah’ın görünme yeri olduğu irfanı ile emanet sahibine verilerek “vücud terki” gerçekleşmiş olur.
Abdestin batını nefsi natıkayı kötü ahlak vasıflarından temizlemektir. Nefsi natıkayı asli özelliğine yani Allah’ın Nuru ve Kur’anın sırrı makamına ulaştırmaktır. Nefsi natıkayı temizleyen rahmet suyu Hakk’tan peygambere Kur’an ve Sünnet ile ulaştırılan emir ve yasaklardır. Nefsi natıka tüm vücuda hükmettiğinden zahiri abdestte nefsi natıkanın açığa çıkış mahallerinin de temizlenmesidir. Batının temizliğine uyarak zahirde açığa çıkacak fillerinde kötü ahlak vasıflarından temizlenmesidir. Zahir abdest nefsi natıka kanalıyla batına sirayet etmese, yedi derya suyu ile yıkanılsa tam taharet oluşmaz. Taharet temizliktir ki, kötü ahlaki sıfatlardan arınıp, güzel, peygamberi ahlaki sıfatlarla güzelleşmektir. Zira “Allah güzeldir, güzeli sever” hükmü bu hakikatten izler taşır. Buda zahiren bedeni yıkamaktır, temizlemektir. Gusülde olduğu gibi tüm bedeni yıkamaktır. Gusülde tüm bedeni yıkamak batınen nefsi natıkayı temizlemektir. Ağız ve burunu yıkamak ise, nefsin hakikatinin oluşumunun tecellisi olan nefesi Rahmanın insandaki iki merkezinin temizlenmesidir. Zira insan nefsi her nefeste Allah’a muhtaçtır. Nefes mahallerinin temizlenmesi tüm vücutta hakimiyeti olan nefsi natıkanın her nefeste temiz kalacağının temsilidir. Her nefeste nefsi natıkanın Hakk’ la olacağının rumuzudur. “İman Allah’ın her yerde seninle olduğunu bilmendir” hadisi ile her nefeste Hakk’ la olacağının bilincine ulaşmaktır. Gusul abdesti alınırken, “estağfurullah, Allahümme salli ala seyyidina Muhammed” kelamlarını idrakle ifade etmek batını temizlemede anahtar rolü oynayacaktır. Batını olan nefsi natıkaya asli vasıflarını hatırlatıp, o yönde faaliyetlerine onu hazırlamaktır. Nefsi natıka (konuşan, idrak eden nefis) bu özelliği ile her nefeste vücuda Allah ile imdat etmektedir. Nefes yerleri olan ağız ve burun aynı zamanda “kelamın”, “konuşmanın” uzuvlarıdır. Bu uzuvlarla nefsi natıka birlikte temizlenip aslına ulaştığında nefsi natıka, Kuran-ı Natık (konuşan Kur’an) vasfını kazanacak özelliğe ve “Allah ile”, “Allah adına” halife olarak konuşma özelliğini kazanacaktır. İnsanın halife olmasındaki sırda burada yatmaktadır. Allah alemlerdeki açığa çıkışı Kuran vasıtasıyladır. Alemler fiili Kuran, tafsili Kuran ve temsili Kur’andır. İnsan ise Kur’anı açığa çıkarıp, alemlere sunabilecek en keremli varlıktır. Nefsi natıka bu amaçla insana emanet olarak verilmiştir. Manevi temizlik olan batıni temizlik ise Rahmanın bakacağı yer ve nefsi natıkanın ana merkezi olan kalpteki nefsi natıkayı Allah’tan gayrı fikirlerden temizlemektir. Bunun yoluda “nefsi irfan yolu” olan miraç yoluna çıkmaktır. Bu ise iki yolla gerçekleşir. Birincisi “tasavvufta irfan yolu” ve “namaz” dır. “Tasavvufta tevhid ve nefsi irfan yolu” eserimizde birinci yol açıklanmıştır. Bu yolun yaşantıya alınıp uygulaması içinde “namaz” eseri oluşturulmuştur. Allah’ı idrak yolu bu yollarla insanlığın hizmetine sunulmuştur. “Ben gizli bir hazineydim. Bilinmekliliğimi sevdim. Halkı zuhura çıkardım (yarattım). Ta ki Beni bilsinler” kudsi hadisiyle amacın ne olduğu vurgulanmıştır.
Allah, abdest ve namazı “kendisinin bilinmesinin yöntemi olarak insanlığa hediye etmiştir. Peygamber Efendimiz bu gerçeği; “Namaz müminin miracıdır” hadisiyle açıklamıştır. Nefsi natıkanın asli olan Allah’ ın nuruna ve Kuranın sırrına ulaştırabilecek olan namazı “Namaz nurdur” ve “Fatihasız namaz olmaz” hadisleriyle açıklayarak, namaz hediyesi ile bize “Nefsi bilme ve Rabbı olan Allah’ı bilme yolunu göstermiştir. “Nefsini bilen Rabbını bilir” hadisiyle bu irfan yolunun ana temasını namazın oluşturduğunu bize bildirmiştir. Kişi “irfan yolu” ve “namaz” ile kendinin ve eşyanın hakikatine ulaşacak ve alemlerde ve kendinde Allah’ı müşahede edecek vasfa ulaşacaktır. Namazın amacıda bu müşahededir, idraktir. Namazın miraç olmasının sırrıda budur. Nefsini ve Rabbini bilmektir. Bu idrake ulaşmak içinde abdest farz kılınmıştır.
Ellerin yıkanması, uzuvların yıkanması bunlardan açığa çıkan fiilleri kötülüklerden temizlemektir, arındırmaktır. Bu temizlik fiili tevbe ve afv dilemektir. Bunu batıni tevbe istiğfar ile destekleyip bundan sonra açığa çıkarılacak olan fiiller güzel ahlaki vasıflarla süslemek azminde olduğunun fiili ifadesidir. Aynı zamanda fiili dua etmektir. Yüzün yıkanması Allah’ın nazargahı olan kalbi (nefsi natıkanın merkezi) Hakk’tan gayrı batıl fikirlerden temizlemektir. Zira yüz insanın zatını zahiren temsil eder. Nefsi natıkada insanın zatını oluşturan manevi-batını özelliklerini oluşturan nurdur. Kalbin temizlenmesi ise “eşyanın hakikatinin” tam idrakiyle mümkündür. Bunun yoluda irfan yolu eğitimidir. Başı mesh etmek Hakk fikri dışındaki fikir ve fiillerden aklı temizlemek, Allah zikrini ve fikrini akla hakim kılmaktır. “Allah ile” hayatı idraktir. Allah bilincini yaşama geçirmektir. Boyunu mesh kader sırrına razı olup, Allah’a teslim olmaktır. Ayaklar ve eller nefsi natıkadan açığa çıkan fiillerin zuhur mahalleridir. Nefs-i natıkaya ilişen kötü ahlak vasıflarından temizlenmek, iyi ahlak vasıflarıyla donanmaktır. Su ile iyi ahlak vasıflarına hayat vermektir. Zira nefsi natıka gönül kabesidir. Kabede ise putlara yer yoktur. Orada ancak iyi ahlak vasıflarını oluşturan Kur’an olmalıdır. Ancak bu vasıflarla nefsi natıka hakikati olan Allah’ın nuruna ulaşabilir.
Nefsi natıkanın tam temizliği ise açık ve gizli şirkten onu arındırmaktır. Zira ayette “müşrikler manevi pisliktir” (Tevbe/28) denmektedir. Zahirde abdestle pislik görünmez ama batında şirk ve putlar varsa gönül kabesini bu pisliklerden temizlemek gerekir. Açık ve gizli şirkten tam temizlenmek ise “irfan yolu” ve “namaz” vasıtasıyladır. Miraç ile tevhidin hakikatine ulaşmaktır. Miraç “irfan yolu eğitimi” ve “namaz” sayesinde kişiyi kendi hakikatine, alemlerin hakikatine ve Allah’ın uluhiyetine ulaştıracaktır. Fiili olarak ”la ilahe illallah Muhammeden Resulullah” tevhidi insanda yaşanacaktır. Bu ise insanı salih amellere yöneltecektir.
İrfan yolu da bu hakikate ulaştıran miraç yoludur. “Namaz müminin miracıdır” hadisiyle hem namaz hem irfan yolu ile bu hakikate ulaşmak için teşvik edilmiştir.
Zaten abdestte kullanılan suyun batıni anlamı hayat ve ilimdir. Zahirde su ile abdest alınırken batıni hayatta ilim-irfan ile temizlenir. Şirkten arınmanın yolunu insana gösterir.
Taharet (abdest), aleme ait noksanlıklardan temizlenmektir. Hakkın vasıflarıyla donanmaktır. Abdestin su ile olması hayat ve ilim kanalıyla buna ulaşmaktır. Su, hayatın sırrıdır. Hakikati Muhammedinin zahiri ifadesidir. Bu batıni olarak Hakikat-i İlahiyenin aynası hakikati Muhammedi ile hem temizlenmeyi hem de o vasıflarla süslenmektir, güzelleşmektir. Hayat ve ilim ise tüm ilahi isim ve sıfatların kaynağıdır. İnsanın ruhudur. Hayat olmazsa bu esma ve sıfatların zuhuru olmaz. İlim ise bu esma ve sıfatları kullanma kaynağıdır. Su bu iki vasıfla insanı hem temizlemekte hemde güzelleştirmektedir.
Teyemmüm, su bulunmadığında suyun makamında olur. Toprak aynı zamanda insana aslını hatırlatır. Su da gizli isede toprakta insanın aczini ve fakrını hatırlamasını da sağlar. Toprak; hikmet olup; hikmetle nefsi arındırmaktır. Bu halin manevi tezkiye, nefs mücahedesi, muhasebesi ve terbiyesi vasıtasıyla olacağına işarettir. Resulullah efendimiz (sav) şu hadisle bu hususu açıklar: “Rabbim nefsime takvasını ihsan eyle. Onu tezkiye eyle. Sen onu tezkiye edenin hayırlısısın”. Abdest ve namaz nefs tezkiyesini sağlayan en önemli yöntemlerdir.
Setr-i avret ise nefs-i natıkaya ilişen kötü sıfatları örtmektir. Allah “Settar” ismi ile bu sıfatları açığa çıkarmamaktır. Fiili temizlenmeye kadar kötü sıfatlarla fiil işlememeyi talep etmektir. Nefs-i natıkanın iyi ahlak vasıflarını açığa çıkarma talebidir aynı zamanda.
Batıni temizlik yapılırken şu hususlarada dikkat edilmelidir.
Avret yerini örtmek batıni olarak ilahi sırları ehli olmayanlardan örtmek, gizlemektir. Başını örtmek ise, nefsin başkaldırıp varlık iddiasından kurtulmaktır. Ehli için başkanlığını gizlemektir.
Abdest ile tam temizlik sonrasında kişinin “Kadr” suresini okuması hem nefsi natıkaya hakikatini hatırlatmak hem de Kuran ile nefsi natıkayı süslemektir. Zira “Kadr” suresi ile Kur’anın inzalini nefsi için talep etmiş olur.
önceki sayfa sonraki sayfa