11. NAMAZ ve İLAHİ İSİM ve SIFAT İLE ZUHUR
“Sizden biriniz iki elbise ile namaz eda etsin. Zira huzurullah zinetle durmaya daha layıktır. Eğer iki elbiseniz bulunmazsa Rabbinizi bir elbise ile ziyaret edin. Sizden biriniz kalbi katı Yahudi kalbine müştemil olduğu halde namaz kılmasın.”
İnsanın hakikati nefsi natıkadır. Nefsi natıka “İnsan benim sırrımdır. Ben insanın sırrıyım” buyurulan hakikattir. Nefsi natıka Allah’ın Zati sıfatlarının (Vücud, Kıdem, Beka, Vahdaniyet, Kıyam bi Nefsihi, Muhalefetül lil Havadis) mazhardır. Bu sıfatlar tecelli anında ve tecelli oranında nefsi natıkaya aittir. Tecelli-i Zat ve Sıfatın mazharıdır. Bu insanın hakikatidir. Ruhul Azam mertebesidir. Muhammediyet mertebesidir.
İnsanın giyeceği elbisenin birincisi Allah’ın subuti sıfatlarıdır. Bunlar Hayy, İlim, İrade, Kudret, Semi, Basar ve Kelam sıfatlarıdır. Nefsi natıkaya Ruhul Kudüsün nefh edilmesidir. Kişinin bu sıfatların Allah’a ait olduğunu idrak etmesi ve tecelli-i Sıfat ile donanması “Sıfatlar elbisesini” giymesidir. İseviyet mertebesidir. Bu elbise ile namaza başlanması istenmektedir.
“Ademe isimleri talim etti” (Bakara/13) ayetiyle insanın ikinci elbisesi “esmalar elbisesi”dir. Tecelli-i Esma mertebesidir. Esmaların hakikatinin insanın üzerinde görünmesidir. Bu da insanın giyinmesi gereken ikinci elbisedir. Namaz her haliyle “Allah ile” olmaktır. Kurbiyettir. Hak-kul beraberliğinin yaşandığı ubudettir. Hakk kulunda tecelliler ile zuhura çıkar. Eğer kul namazında gaflette olmayıp, bu elbiselerle donandığının idrakinde olursa tecellileri yansıtan ayna olur. Tecelli anında ve tecelli oranında Hakk’ı alemlere sunar. Sıfatları ve isimleri gerçek yüzleri ile alemlere sunmuş olur. Hakk kulunda zuhura çıkmıştır. İki elbiseden kasıt Allah’ın sıfatlarını ve isimlerini taşımasıdır. En azından bir elbise ile zikredilmesi, gücü yetmeyenin esma mertebesinden Hakk’ı yansıtmasıdır. Buda Museviyet ve İbrahimiyet mertebesidir. Hz. İbrahim’e (as) giydirilen hullet elbisesi ilahi isimlerin taşınmasıdır. Hz. Musa’nın Hakk’la kelamı isimleriyle O’na yaklaşmasıdır. Museviyet ve İbrahimiyet mertebesi madde ile manaya yolculuktur. Zahir ve batın birlikteliğidir. Yahudilerin hadiste zikredilmesi onların madde-zahir mertebesinde kaldıkları içindir. Yahudilerin çok azı müstesna çoğu manaya yönelememiştir. Mana-batın olmadan namaz hakikati yaşanamaz. Nefsi natıka manaya yönelmediğinden kalp madde ile katılaşır. Mana penceresi o kişiye açılmaz. Bu ise bahsedilen elbiselerin giyilmemesi demektir. İnsani vasıflar olmadan kılınan namaz ise eksiktir. Huzurullah da kılınan namaz değildir. Allah’ın huzurunda kılınan namaz ilahi isim ve sıfatların nefsi natıkayı süslemesi ve bunların Hakk kanalıyla insan üzerinden alemlere sunulmasıdır.
Nefsi natıkaya sonradan arız olan kirlerin arınıp, yerini ilahi isim ve sıfatların tecellilerinin alması şu hakikatlere yol açar: