“Kişi namaza kalktığında gözlerini kapatmasın”
Göz müşahede aracıdır. Göz uyanıklık ile Hakkı müşahede etmek için halk edilmiştir. Bu zahiri ve batıni müşahededir. Zahir ve batını müşahede kemaldir. Ayrıca göz açıklığı uyanıklığı temsil eder. Namaz “Hakk ile” olmaktır. Sonucu “göz nuru” nun müşahedesidir. Bunun için göz açıklığı ile batıni uyanıklık gereklidir. Uyanık olmayan kalp gaflettedir. Gaflette olan kişide nefse hayvani ruh hakim olur ve emmare sıfatları zuhura çıkar. Uyanıklık halinde ise nefsi natıka hayvani ruha baskın olur. Kalp Hakk’ın tecelli mahalli olur. Kalp mazhar-ı Rahman olur. Nefsi natıka uyanıklık içinde olmayıp kişiye hayvani ruh hakim olursa kötü ahlak vasıfları açığa çıkar. Hayvani ruh şu şekilde gafletle zuhura çıkar.
Batındaki kuvvetler ise;
Bu batını kuvvetler marifetullah için nefsi natıkaya yerleştirilmiştir. Amaç Hakk’ı bilmektir. Hayvani ruh bedene hakim olduğunda bu batıni kuvvetlerde negatif yönde etkilenir. Bu negatif etkilenme kişiyi nefsi emmareye sürükler. Sonucu Hakk’tan gafil olmaktır. Hakk’tan gafil olan ise namazda değildir. Gözlerini kapatmış hükmündedir. Hakkı müşahede edememektedir. Hakk ile olmanın, göz uyanıklığı ve batıni uyanıklığın ilk mertebesi ihsandır. İhsan, sen Allah’ı görmesende, Allah’ın seni gördüğünü bilmendir.
Namaz ile uyanıklık olduğunun müşahedesi “göz nuru namaz” olup, göz nurunun müşahedesidir. Bunun zirvesi ise “Vahdedi Vücud Şuhudu” dur. Hakk’ı her mertebede görüp bilmedir. Gözlerin açık olması, müşahedenin gerçekleştiğinin işaretidir. Kelime-i şehadet bu nedenle İslamın temel düsturudur.