Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

T.İ. 24. Üç Aylar Hikmeti ve Nefs-i Natıka

24. ÜÇ AYLAR HİKMETİ NEFS-i NATIKA

Mevlid kandili ile “manevi doğum” unu gerçekleştiren kişi nefsinin hakikatini öğrendikten sonra bunu idrak edip bu hakikati yaşama geçirmesinin kilometre taşları üç aylar ve bayramlar ile insan idrakine yaklaştırılmasıdır. Üç aylar Hakk’ı ilmel, aynel ve hakkel yakın olarak üç mertebede idrak için Allah’ın kurguladığı ve önem atfettiği zaman dilimidir. Zamanın Allah’ın ilminin yaşanması için oluşturulduğu açıktır. Allah ismi tüm isim ve sıfatları kapsayan Zat ismidir İlahi Zatın. Aynı konum ve hüviyet “Kur’an” için söz konusudur. Bu nedenle Kur’an “Cemi esma ve sıfatı cami Zat” yani tüm ilahi isim ve sıfatları cami Zat olarak tanımlanmaktadır. Allah, Kur’an ile zamanı kavramamız ve değerini bildirmek için ve “ömür sermayesini” Kur’an ile nasıl değerlendirmemiz gerektiğini göstermek için üç ayları bize armağan etmiştir. Esasen Allah’ın meydana getirdiği zamanların birbirinden farkı yoktur. Bunu belirten hadiste; “Dehre küfretmeyiniz, Dehr Allah’tır” buyurulmuştur. Üç aylarda dehr içinde Allah’ın değer verdiği zamanlar olarak değer vermeliyiz ve bu dönemlerin ve bu dönemler içindeki mübarek geceleri ve bayramların hakikatini idrak etmeliyiz.

Allah için “AN” vardır. Ve Dehr ismiyle bütün zamanları açarak zuhura getirmiştir. “AN” ın açılımı, Hakkın taayyün ve tecellileri ile zamana yayılmasıdır. Tüm zamanlar “AN” da dürüldüğü ve Besmelenin noktası bu anı temisl eder. Noktanın açılımı Allah’ın tafsili olarak alemlerde isim ve sıfatları ile zuhura gelmesidir. Bu tafsilin ve fiilin ortaya çıktığı anların açılımı da “Dehr” ismi ile olmuştur. Bu nedenle insanın her “an”ı değerlidir. Zamanın değerini bildirmek ve Hakk’ın açılımını ve ilmini bildiren üç ayların insan için ne değerler taşıdığını anlamamız için böyle bir zaman dilimi Hakk’ça oluşturulmuştur. Üç aylar ve mübarek gün ve geceler ile bayramların hakikati idrak edildiğinde, tüm bu hakikatler “nokta an” ında toplanacağından, bu zaman dilimlerinin ömrümüzün her anını ilgilendirdiğini de idrak etmiş oluruz. Bu hakikate binaen ehlullah “müminin her gecesi kadir, her günü bayramdır” buyurmuşlardır. AN kavramı idrak ettiğinde ise insanın her anı kadir, Regaip, miraç vb. ve bayram olacaktır. Her ilim tayin ettiği ilim itibariyle bu anı zamana yayacaktır. Bu ise İslamın “billahi” sırrıyla her anını “Allah ile” geçirdiği bilincine kişiyi ulaştıracaktır. Zaten “İman nerede olursan ol Allah’ın seninle birlikte olduğunu bilmendir” hadisinin açıklamak istediği bir itibarla budur. Bunu açıklayan ayette “Nerede olursan (ilahi hüviyetiyle=hüve) sizinle beraberdir” (Hadid/4). Üç aylar kişinin bu idrake ulaşmasını ve bu idraki bütün zamanlara yayması için Allah’ın en değerli kıldığı zaman dilimidir. Allah kendini bilinmesi için ve bunun yolunu gösterdiği zaman dilimidir. Tasavvuf bu idraki oluşturmak için bu yola “seyri süluk – irfan yolu” adını vererek üç aylardaki özel eğitimi tüm zamanlara yayıp insanı “AN” kavramına yani besmelenin noktasına ulaştıran eğitim sistemini oluşturmuştur. Kişinin “manevi doğum” u ile idrak ettiği nefsi natıkasını Kur’anı-ı natık haline getirerek yaşamaya “yaşayan Kur’an” olarak zamanını değerlendirmesidir. Hz. Ali (kv): “Ben Kur’an-ı Natıkım, yaşayan Kur’anım” ve Hz. Resul (sav) in “Benim mucizem Kur’andır” buyurmalarındaki nihai hedefte budur. Zira Allah kendinin bilinmesi için insanı halketmiştir. Bunu belirten kudsi hadiste “Ben gizli bir hazineydim. Bilinmekliliğimi sevdim. Halkı yarattım. Ta ki Beni bilsinler”. Bilinmesini zamana yayarak, Dehr içinde kendinin bilinmesini istemiştir. Kişinin Allah’ı bilmesinin yolunu da Hz. Resul (sav); “Nefsini bilen Rabbını bilir” hadisi ile açıklamıştır. Manevi doğum ile nefsi natıka hakikatini idrak eden insan, Allah’ın kendi nefsindeki “Rab tecellilerini” idrak için bu zamanlar da özel bir eğitime alınmakta ve Allah’ın rahmeti içinde O’nu bilme yollarını nefsinde yaşamaktadır. Özel eğitimi bütün zamanlara yayarak genel yaşam eğitiminde “ömür sermayesi” içinde kullanmanın yolunu öğrenmektedir. Cenab-ı Hak insanlara rahmetinden dolayı, insanı bütün sene gafletten kurtarmak için aylara ve günlere özel değer atfetmiştir. İnsana düşen görev bu özel ay ve günlerin hakikatini idrak ederek, bu hakikatleri tüm zamana yaymasıdır. Mevlid kandilinde gerçekleşen doğum ile sahip olduğu “manevi çocuğu” büyütüp geliştirmek ve olgunlaştırmak için “irfan yolu” eğitimine devam etmelidir. Bu “manevi çocuk” eğitilip bakılmazsa o, ölüme terk edilmiş olur. Bakılıp eğitilmezse ölü kalp çocuğu olur, bakılıp eğitilirse diri-hayy kalp çocuğu olur. Bu her kişinin manevi olarak ölü veya diri kalp sahibi olmasının temel noktasıdır. Kişi ne yaparsa yapsın kendine yapacaktır. Hakikatini geliştirmezse nefsine zulmetmiş olur. Geliştirdiği taktirde nefsini ihya edip Allah’ına ulaşacaktır. Karar herkesin iradesindedir.



önceki sayfa               sonraki sayfa
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi17
Bugün Toplam431
Toplam Ziyaret888223
Hava Durumu
Saat
Takvim