Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

T.İ. 11. Allah Billah Sırrı ve Uluhiyet Tevhidi

11. “ALLAH BİLLAH” SIRRI ve ULUHİYET TEVHİDİ

Cemi esma ve sıfatı Cami olan ALLAH ismi her mertebeyi cem eden insan idrakine indirilmiş ZAT ismidir. Allah ismi hiçbir şeyi dışarıda bırakmaksızın Ahadiyet, Uluhiyet, Risalet, Velayet, muhabbet ve ilahi hüviyeti içererek BİLLAH sırrına geçerken Ahadiyeti Zatın gizli noktasını “BA” nın altına getirerek tüm taayyün ve tecelli mertebelerini zulmetten nura ulaştıran ZAT ve KURAN noktasıdır. “Ben gizli bir hazineydim. Bilinmekliliğimi sevdim. Halkı zuhura getirdim (yarattım). Taki Beni bilsinler” kudsi hadisini açık olarak ortaya koyan “Allah Billah” sırrıdır. Noktadan (gizli hazine) Allah ismi ile açığa çıktığının ifadesidir. Hz. Ali (kv) için “Ben Ba’nın altındaki noktayım” buyurduğu gibi İNSAN’ ında, alemlerinde açığa çıkışını (zuhurunu) açıklar (Halkı zuhura getirdim). Bu nedenle İNSAN ve KURAN aynı kaynaktan köken alan İKİZ KARDEŞTİR. İnsan Kur’anı açığa çıkaran zuhur mahalli ve tecelligahtır. Alemlerde olan her şey insanda mevcut olduğundan “Ne var alemde o var Adem’de” buyurmuşlardır. Gizli hazine noktasından İnsan ve Kur’an açığa çıkmıştır. Alemlerde bu nedenle fiili Kur’an, temsili Kur’an ve tafsili Kur’an’dır. İnsan alemlerin özü, özeti ve sırrıdır. Bu sırda “Ba’nın altındaki nokta da” dürülmüştür. “Billah” sırrındaki nokta ve “Allah” ismi ile İlahi ZAT, Ahadiyetten Uluhiyetine tenezzül etmiş ve insan ve alemlerde Kur’an üzere zuhura gelmiştir. Allah isminin sonundaki “HU” ismi ilede ilahi hüviyetini zuhura getirmiştir. İlahi hüviyet, her bir izafi hüviyette kendi mertebesinde açığa çıkmış ve kendi mertebesinde Kur’an’ı temsil etmektedir. “Billah” sırrındaki nokta ile alemleri harekete geçirerek Ahadiyetten, Uluhiyetine ve tüm risalet ve velayet mertebelerini muhabbetle zuhura getirerek “hüviyet gaybından” nispi ve izafi hüviyetlerin istihkaklarını ayan-ı sabiteleri üzere vermek suretiyle onları zuhura getirmektedir. “Allah Billah” sırrı tüm taayyün ve tecelli mertebelerinde TEK VÜCUD HÜVİYETİ ile Zatıyla kaim ve batın, Vücuduyla mevcud, sıfatıyla muhit ve tecelli, esmasıyla malum ve tecelli, kudretiyle fail, fiiliyle zahir, eserleriyle meşhud, batını ile sır olan İLAHİ ZATI bizlere anlatan ilahi kelamdır. Vahdet-i Vücud, vahdet-i Şuhudu açıklayan ve ikisi arasını bütünleştiren Vahdet-i Vücud Şuhudu’nu açıklayan da ilahi bir zikirdir. Hakk’ın âmâ zulmetinden müşahede alemine olan tecelli suretlerini ve tecelli nurlarını idrakimize sunan kelamdır.

“Kendinden Kendine”, “Zatından Zatına” isim ve sıfatlarıyla seyrinin öz ve özet kelamıdır. “Ba”nın altındaki nokta Zat noktası olarak “Beni gören Hakkı görür” hadisinin idraki ile, Peygamber Efendimiz (sav) ve O’nun varislerinin “Allah’ın ahlakı” ve “Allah Billah” sırrı “Lâ ilahe illallah Muhammeden Resulullah” tevhidini de idraklerimize sunar. Zat mertebesinden tevhidini ve Vahdeti Vücud Şuhudunun sırlı ifadesidir. Ortada “Zatından” başka bir şey bırakmadığından tevhidin özlü ve sırlı kelamıdır. “Allah Billah” sırrı aynı zamanda kesretin “ayn” ı vahdet, vahdetin “ayn” ı kesret olduğunu da en güzel şekilde ifade eden Allah kelamıdır. Allah ismi ile Zatını, Zatı ile esma ve sıfatlarıyla zuhura çıkararak her mertebe BİR ve TEK olarak MUTLAK TEVHİDİ bize idrak ettirmektedir. “Nereye dönerseniz Allah’ın vechi (zatı) oradadır” (Bakara/115) ayetinin sırrı ve “Nerede olursanız O (ilahi hüviyetiyle) sizinle beraberdir” (Hadid/4) ayetinin sırrını ifade eden öz kelamıdır. “Allah Billah” Besmelenin “ba” sının altındaki nokta ile her taayyün ve tecelli mertebesinden kur’anın ve Zatının zuhura geldiğinin sırlı ifadesidir.

Zatının ve Kur’anın idrak ve müşahede edileceğinin (şehadet aleminde) müjdesidir aynı zamanda. Bu nedenle “kelime-i şehadet” in özlü ve sırlı bir ifadesidir. Hakk’ın “alemlerden Gani” olduğunu da ifade eden sırlı kelamıdır. “Allah Billah” sırrı Cuma, arife, Regaip, Miraç ve Berat, Kadir ve bayramları bir “an” a taşıyarak, her anımızı ve zamanımızı değerli kılan Allah kelamıdır. Bu “an” dan tüm zamanlara tecelli ile yayılmaktadır. Bu “an” da noktada dürülmüş olup, “Allah” ismi ile yayılır. “Dehr” ismini açığa çıkarır. Bu nedenle Hz. Resul (sav): “Dehr Allah’tır. Dehr’e sövmeyiniz” buyurmuştur. Allah ismi ile zamana yayılan tecelliler ile nefsimizle Hakk’ı idrak ederek, O’nun vasıflarına bürünerek bu sırlara ulaşacağımızın da ifadesidir bu kelam.

“Allah Billah” sırrı her şeyin O’nunla zuhura çıktığını yakinen gösterdiğinden, mazharların Hakkın tecelli mahalli yani halk olduğu idrakine yönelterek, halkın Hakkın zuhur (açığa çıkış) mahalli olduğu şuuruna ulaştırır. Halk’ta Hakk’ı ve Hakk’ta halkı görebilme, Allah ismi Camisi altında bu zuhurları tevhid edebilme yeteneğine de götürür idrakimizi. Ariflerin alemlere bakış açısını sunar.

Zatından Zatına, Zatı, Zatıyla, Zatça tecellide olduğundan, alemlerde O’ndan başka bir şey olmadığını (Allah isminin isim ve sıfatlarıyla açılımı idraki) bizlere sunar. Alemlerde niçin kerih bir şey olmadığını ve her şeyin hikmet, kudret ve kemal ile zuhurda olduğu idrak ve müşahedesine ulaştırır. Vahdeti Vücud Şuhudu’na ulaştırarak ve kemal ve cemali seyretmemize neden olur.

“Allah Billah” sırrı Zatını ve Zatına bağlı isim ve sıfatları içerdiğinden, tüm zuhurların kemal ve cemal üzere ortaya çıktığını ve bunun özünün Kur’an olduğu idrakine ulaştırır. Bu idrak “Allah ve Peygamber ahlakı” ile donanmanın sırrına ulaştırır ve bu sırra ulaşmanın önemini de vurgular. “Allah Billah” sırrı kişiyi birimsel vehmi benliğinden kurtarıp, kendi sırrına yani “HU SIRRI” na ulaşmasını sağlayan Allah kelamıdır. Kendi nefsi natıkasını Hakka teslim ederek “HU” ve “NUR” olur. Aslına ulaşır ve böyle bir nefse “Allah” tecellisi de, ilahi isim ve sıfatların tecellisi de gerçek hüviyetleri ile olur. Bu ise “Allah ve Kur’an-Resul ahlakına” ulaşmaktır. Hakk ile Hakk olmaktır. Fena-Beka mertebelerinin idrak edilip yaşama sokulmasıdır.

“Allah Billah” sırrı kişinin nefsi natıkasının (özünün) Hakkın hüviyeti ve hakikati üzere olduğunu idrak ettirerek, “Nefsini bilen Rabbını bilir” hadisinin bizzat yaşanmasını gerektirir. Bu hadisinde diğer hadislerinde, Peygamber sözlerininde Allah kelamı ve vahiy olduğu idrakine bizi ulaştırır. “Benim mucizem Kur’an’dır” buyuran Resul’ün gerçek hüviyetini de idrak etmektir. Bu ise “Beni gören Hakk’ı görür” hadisinde sırlanmış ve açılmıştır. Hakk’ın Zatında, Zatından Zatına, Zatıyla, Zatı için, Zatça tüm mertebelerde olan tecellisini ve İnsan-ı Kamilde ki tüm tecellilerini açıklayan ilahi kelamdır. Bu ise Kul (abduhu) zuhurunu vahdeti Vücud Şuhuduna ulaştırır.

Bu zikrin ve sırrın başına hangi isim ve /veya sıfat getirilirse Hakkın o yönüyle müşahede ve zuhurunun gerçekleşebileceğinin sırrını da kapsar.

Bu idraklere ulaşmanın yolu ise “Allah” “nokta” ve “B” sırrına ulaşmakla mümkündür. Bu sırdan herkese düşen pay kendi Allah idraki ve nefis mertebesi düzeyinden olacaktır. Kamil manada bu sırra ulaşmanın yolu “tevhid ve nefsi irfan yolu” eğitimi kanalıyladır. Kemali TEK VÜCUD HÜVİYETİNDE ULUHİYETİ idrak ve müşahede etmektir.



önceki sayfa               sonraki sayfa
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi28
Bugün Toplam451
Toplam Ziyaret888243
Hava Durumu
Saat
Takvim