“Külli nefsin zaikatül mevt” (Enbiya/35)
“Her nefis ölümü tadacaktır”
Nefsi natıka Allah’ın nuru ve Kur’anın sırrını taşır. Allah’ın nuru ve Kur’an ise daim ve bakidir. Nefsi natıka bu nedenle hakikati üzere bakidir. Baki olan ise yok olmaz. Ancak ölümü tadar fakat yok olmaz. Ölümü tadma ise nefse Hakk’ın “Mümit” ismiyle tecelli etmesidir. Mümit esması ile ölümü tadan nefis ancak boyut değiştirir. Dünya boyutundan ahiret boyutuna özetle kabir ve cennet-cehennem boyutlarında yerini alır. Bu hakikate binaen cehennem boyutlarında yerini alır. Bu hakikate binaen Hz. Resul (sav) “Müminler ölmez. Bir diyardan diğer diyara intikal ederler” buyurmuşlardır.
Nefsi natıka her nefis mertebesinde değişik isimler alır. Bu mertebeleri oluşturan ise nefsin hakikatine (nefsi natıka) ilişen ve sonradan eklenen sıfatlar ve ahlaklardır. Ahiret boyutunda ise her nefis batında taşıdığı ahlak olarak açığa (zuhura) çıkacaktır. Bu nedenle her nefis mertebesinin ölümü tadışı farklıdır. Tıpkı yemek tadar gibi acı ve tatlı ve bunların farklı düzeylerinde ölümü tadacaktır. Nefsi natıkasını asli özelliğine Allah’ın nuruna ve Kur’an’ın sırrına ulaştıran kişinin ölümü ise Hakk’a vuslattır. Hz. Mevlana’nın (ks) buyurduğu gibi düğün günüdür. Aslına kavuşmaktır.
Ölümü tadış nefs mertebesine göre olduğu gibi ölüm sonrasında nefs mertebesine göre gerçekleşir. Bu nedenle Hz. Resul (sav): “Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur” buyurmuştur. Nefse kabir aleminde dünyada ekip biçtikleri yakinen gösterileceğinden cennet veya cehennemin eğitimi kabirde gerçekleşecektir. Ölüm tadılıp nefsi natıka bulunduğu mertebeden ahiret boyutuna intikal edecektir. Her nefis mertebeside kendi taşıdığı ahlaki vasıflarlar haşrolacaktır.