Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

A.H. 148. Nefsi Natıka, Namaz, Zekat ve Nefs Tezkiyesi

148. NEFSİ NATIKA, NAMAZ, ZEKAT ve NEFS TEZKİYESİ

“Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin. Nefsiniz (kendiniz) için her ne iyilik işlemiş olursanız Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür” (Bakara/110)

Namazın ve zekatın maddi boyutu açıktır. Manevi boyutu ise “Allah ile” “Allah için” olmaktır. Namaz sırf zikirdir. Zikir nur olup, kişiyi kendi nefsi hakikati olan NUR’a kavuşturur. Allah’a vuslat ettirir. Zikir aynı zamanda Hakk’la olmaktır. “Ben, beni zikredenle beraberim” buyuran Allah namazda olan kişiyle ve zikriyle beraber bulunur. Namazda ve zikir esnasında zikir, zikredilen, zikreden BİR olur. Bu esnada itibarlar kalkar her yönden TEVHİD oluşur. “Beni zikredin Ben’de sizi zikredeyim” (Bakara/152) buyuran Allah zikredeni zikrettiği mertebeden anar. O kişiyi nefsinin asli hali olan Allah’ın nuruna ve Kur’an’ın sırrına ulaştırmasıdır. Allah’a miraç ettirir. Kişinin bulunduğu nefs mertebesinden Allah’ olan yolculuğu sırasında nefsindeki değişiklikler arınma ile gerçekleşir. Bu ise nefsin tezkiye olup, asli haline dönmesidir. Nefs tezkiyesi ise nefsin zekatıdır. Emaneti asli vasıfları haline getirmesi ve zikir esnasında Allah’ın nurunu alemlere ulaştırmasıdır. Bu nefsin manevi zekatıdır. Aynı zamanda namazda “nefs” Allah’ın emrine ve sahibine teslim edilip BİRLİK hasıl olduğundan bilfiil kelime-i tevhid müşahede edilmektedir. İşte namaz ve zekatın hem maddi hemde manevi boyutuyla “nefs” kendi hakikatine ulaşarak en büyük iyiliği yapmış olur. Kendi hakikatine ulaşan neftsen ise ancak iyilik açığa çıkar. Nefsi kendi hakikatiyle Rabbine ulaştırana ise Rab kendi katından (indinden) tecelli eder. Hem Zatı hem de sıfat ve isimleriyle onu ihya eder. O’nu Zatıyla müjdeler.

Namaz ve zekat “Allah ile” ve “Allah için” olduğundan ve bu sırada Hakk’la “hüviyet beraberliği” gerçekleştiğinden, BİRLİK hasıl olduğundan, Allah her şeyi görür, bilir, işitir vs. Bu “billahi” ve “lillahi” sırrıyla Allah’ın her yönden O’nunla olmasıdır. Zira kudsi hadiste şöyle buyurulmaktadır: “Kim Allah için olursa, Allah’da onun için olur”.

Allah için olanı ise Allah; hem Zatıyla hemde sıfat ve isimlerine “halife” ve “vekil” tayin edip Zatına seçer. Sevilenlerden olur. “Habibullah” sırrına ulaşır. Bunun yolu nefs tezkiyesi ile kendi hakikatine ulaşmaktır. Bunun en etkin yöntemi ise namaz ve zekattır.



önceki               sonraki
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi17
Bugün Toplam386
Toplam Ziyaret889008
Hava Durumu
Saat
Takvim