“Kim bir insanı ihya ederse, bütün insanları ihya etmiş gibi olur” (Maide/32)
Bir insanın ihyası onun manevi hayat bulmasıdır. Hayat ise insanın “ruh” bulmasıdır. Ruh ise Allah’tandır. “Onu tesviye edip ruhumdan üflediğim zaman” (Sad/72) buyuran Allah nefse kabiliyetler vererek ruhundan nefh (üflediği) ettiğini buyurmuştur. İşte insanı halife eden bu ruhtur. “Ben ademi halife kıldım” () buyurduğu bu ruhtur. İnsanın nefsinin hakikatine nefsi natıkası bu ruhla varlık kazanmıştır. Ruh, ise Allah’ın Zati ve subuti sıfatlarının mazharıdır. Yani Allah’ın isim ve sıfatlarını taşıyabilen nefse sahip olmaktır. Böyle bir nefs, Kur’an ahlakı ile ahlaklanan bir nefstir. İnsanın ihya olması ise “nefsine arif olup, Rabbına arif olma yolundan” geçer. Nefs ilim ve irfan ile bu ruha ulaşır. İlim Zatın aynıdır. Marifetullah ilmi ile donanan kişiye, bu ilmi sağlayan kişi ise onun rehberidir. Bu ruhla donanan kişi ise “alemlerde halife” olur. Alemlere bu ruhu aktarmış olur. O’nun nefesi Nefesi Rahman olur ki, Allah’ın isim ve sıfatlarını alemlere sunar. “Allah ile” (billahi), Allah adına (bismillah), Allah aracılığı ile alemleride ihya etmiş olur. Nefesi rahman içinde dürülü olan hayat, ilim, irade, kudret gibi sıfatları “Allah’ın halifesi” ve Allah’ın vekili” olarak her kişiye bu ruhtan ulaştırır. Bu kişi ise İnsan-ı kamildir. İnsan-ı kamilin ibadeti ve zikri bu nedenle tüm yaratılmışlara sırayet eder. Bu kişi hakiki anlamda “abduhu ve resuluhu” olan kişidir. İşte bu ruhu içeren nefesi ile alemlere o ruh ve nur sırayet eder. İşte bu ruh ve nur sayesinde alemlere rahmet olur. Bütün insanlarıda ihya etmiş olur. “Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik” ayetinin sırrı ve yansıması ile alemlere rahmet olurlar. Allah o kişinin halifeliği ve vekilliği vasıtasıyla Alemlere imdat eder. Bu şu kudsi hadisi bize açar: “Ey Ademoğlu. Seni kendim için, alemleride senin için yarattım”.