“(Resulum) Sen Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et” (Nahl/125)
Nefs, Rabbın tecelli mahallidir. Allah Rab ismi kanalıyla tüm ilahi isim ve sıfatlar nefste açığa çıkar. Tabi ki nefs hangi mertebede ise, o mertebeden açığa çıkar. Peygamber Efendimizin nefsi natıkası ise tüm ilahi isim ve sıfatları en iyi şekilde açığa çıkaran zuhur mahalli ve tecelligahtır. Bu hakikati “Beni Rabbim terbiye etti, ne güzel terbiye etti” buyurarak açıklamıştır. Bu nedenle Hz. Resul (sav); muhatap olduğu her nefiste de bu ilahi isim ve sıfatları en iyi şekilde açığa çıkaracak şekilde muamele eder. Hz. Resul, muhatabı olduğu nefsin Rab ismi ile terbiye etmektedir. Nefs ise Allah’ın yoluna hikmet ve güzel öğütle çağrılarak terbiye olur. Bu yol “irfan yolu”dur. Nefs ilminde tecelli mahallide olduğundan bu yolla kişi hakikatine ulaşır ve Rabbın terbiyesi altına girer.
“En güzel şekilde mücadele et” emri ile de ilmi amele ve hale geçirmek için, her nefsin özelliğine göre onlara ibadet ile kulluğa çağır, emri verilmiş olmaktadır. Bu nedenle Hz. Resul ve onun ilmi varisleri bu iki yolu O’nun önderliği ve rehberliğinde taliplere uygularlar. Hedef hidayet yoluyla Rabbını bilmek Allah’a arif olmaktır. Nefsindeki tecellilerle ve alemlerdeki her mevcudun nefsine olan tecellileri irfan yolu ile Allah’ı bilmektir. Her nefsteki tecelliler farklı farklı olduğundan, Rab ismi altında toplanan isimlerde farklı farklıdır. Bu yolla terbiyelerde farklılaşır. Allah’ın Zatı isimler yoluyla çoğalmış terbiye ve mücadele yollarıda farklılaşmıştır. Çokluk (kesret) içinde birliği (vahdeti) görebilmek ise irfan sanatıdır. Bu nedenle “Nefsini bilen Rabbını bilir” buyurmuştur Hz. Resul(sav).