A.H. 130. Nefsi Natıka ve Kur’an Ahlakı
130. NEFSİ NATIKA ve KURAN AHLAKI
“Bana Müslümanlardan olmam ve Kur’an okumam emredildi. Artık kim doğru yola gelirse yalnız nefsi (kendisi) için gelmiş olur; kimde saparsa ona deki: Ben sadece uyarıcılardanım” (Neml/92)
Her insanın nefsi natıkası Allah’ın Nuru ve Kur’anın sırrındadır. Bu hakikate ulaşan kişi, nefsini Allah’a teslim ederek Müslüman olur. Bu vasıfları ise Kur’an ahlakını nefsine tatbik ederek kazanır. Kur’an kendi sırrı olduğundan, Kur’an ahlakı ile doğru yolda (sıratı müstekim) ilerlerse nefsin hakikatine doğru yol alır. Yani kendi hakikatine ulaşmış olur. Kim Kur’an ahlakından uzaklaşırsa “nefsine zulmetmiş” olur. Nefsini karanlıklara gömmüş olur. Bu iki hakikati açıklayan ayette şöyle buyrulur: “Kim iyi bir şey yaparsa faydası nefsinedir (kendinedir). Kimde kötülük yaparsa zararı kendinedir. Rabbın kullarına zulmedici değildir” (Fussilet/46). “Kim iyi iş yaparsa nefsi lehinedir. Kimde kötülük yaparsa zararı yine kendinedir. Sonra Rabbınıza döndürüleceksiniz” (Casiye/15). İyi işler yapıldıkça nefs nurlanır, kendi hakikatine ulaşır. Aksi ise nefsi karanlıklara gömmektir. Hakikatinden uzaklaşmak ve insanlık hakikatinden ayrılmaktır. Şu iki ayette bunların sonuçları belirtilmiştir. “Nefsini temizleyen kurtuluşa erer” (Şems/9) ve “Nefsini karanlıklara gömen ziyandadır” (Şems/10) Nefsini terbiye ve tezkiye (temizleme-arınma) edip kurtuluşun anahtarı ise Kur’an ahlakı ile ahlaklanmaktadır. Bu hakikati izahi için Hz. Resul (sav) “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur. Bu ahlakı edinmenin yoluda Sünneti Muhammediye’ye uymaktır. Sünneti Muhammediye götüren yol ise tevhid ve nefsi ve Rabbı bilme yoludur. Bu nedenle Hz. Resul (sav): “Nefsini bilen Rabbını bilir” buyurmuştur. Özetle nefsi natıkasını Kur’an-ı Natık (konuşan Kur’an) haline getirmektir. Böyle bir kişi ise Hz. Ali (kv) gibi “Ben yaşayan Kur’anım” diyebilir.