A. H. 97. Nefsi Natıka, Benlik ve Ahlaki Vasıfların Zuhuru
97. NEFSİ NATIKA, BENLİK ve AHLAKİ VASIFLARIN ZUHURU
“Kim cimrilik ederse ancak nefsi aleyhine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz fakirsiniz”
(Muhammed/9)
“Ene” dediğimiz hakikat kişinin “ben”liğidir. Kişinin zatını temsil eder. Kişinin zatını ise nefsi temsil eder. Kişinin benliğini, bencilliğe döndüren ise nefsindeki aşırı hırs ve arzulardır. Nefsin hakikatine sonradan arız olan, bulaşan kötü ahlaklardır. Bunların temelinde ise cimrilik yapar. Cimrilik sadece maddi boyutu değil tüm boyutları kapsar. Sahip olduklarını “kendi nefsine” mal etme vehmidir. Kişi nefsinin hakikatinin Allah’ın nurundan ve Kur’anın sırrından olduğunu idrak ettiğinde kendine mal edeceği bir “BEN”liği kalmaz. Allah’ın “İlahi BEN”liğinin bir izdüşümü olduğunu ve kendi benliğinin sınırlarının Kur’an ve Sünnet ile sınırlandırıldığını idrak eder. Ancak bu yolla bencillikten, cimrilikten ve bunlardan kaynaklanan kötü ahlaklardan kurtulabilir. “Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir” (Haşr/9). Kurtuluşun reçetesi ise emir ve yasaklara uymak olup sahip olduğu her nimeti Hakk’tan ve Hakk’la bilmektir. Mal – Mülk Allah’ındır. Kişiyi kendi malında tasarruf etmeye vekil tayin etmiştir. Vekil ise sahibinin emirlerine ve yasaklarına uyandır. “O halde gücünüz yettiğince Allah’a isyandan kaçının. Dinleyin, itaat edin. Kendi (nefsiniz) iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir” (Tegabün/16). İşte kişi “kendi BEN”liğini “Allah’ın İlahi Benliği” içinde kurallara uyarak eritirse, bencillikten, cimrilikten ve bunlardan kaynaklanan tüm kötü ahlak vasıflarından sıyrılır. “la ene ilallah; lâ ilahe illallah” zikirlerinin bir hakikatide budur. Bu zikirlerle Benlik, ilahi benlik içinde erir. Buzun denizde eriyip denize kavuşması gibi.