A. H. 92. Ruhul Azam, Ruhul Kudüs, Kur’an ve Arifibillah
92.RUHUL AZAM, RUHUL KUDÜS, KURAN ve ARİFİBİLLAH
“Ben size çamurdan kuş yapar içine üflerim (nefh), Allah’ın izniyle (biiznihi) hemen bir kuş olur. Yine Allah’ın izniyle anadan doğma körü ve abraşı iyi eder, ölüleri diriltirim ve size evlerinizde yediklerinizi ve bitirdiklerinizi haber veririm”
(Ali-İmran/49)
Ruh sıfati suBütiyenin (hayat ,ilim, irade, kudret, sem, basar ve kelam) mazharıdır. Mazharı demek kulun nefsinde bu özellikleri, tecelli oranında ve tecelli zamanında taşımasıdır. Her insan bu sıfatlardan kapasitesi kadar taşır. Alemlerde tecelli eden ve her şeyi kapsayan bu ruha “Ruhul Kudüs” adı verilir. “Ruhul Kudüs” en kemalli şekilde Hz. İsa (as) da zuhura çıkmıştır (Hz. Resul’ün zuhurundan önce). İşte bu ruhun nefislere nefh edilmesi (üflenmesi) sayesinde hayat-ilim-irade-kudred-vs açığa çıkmakta nefh edildiği nefste faaliyet başlamaktadır. Bu ruhla tüm ilahi isimlerde faaliyet sahasına girer. Bu nedenle kuş ve ölü, hayat bulur. Bu ruh ile bilinir.
Bu ruhun açığa çıkışı Allah’ın izni ile (biiznihi) dir. Zahiren Hz. İsa (as) bu işleri yaparken batında yapan Hakk’tır. İşte Hz. İsa ve Hz. Muhammmed (sav) bu ruha sahiptir. Hz. Muhammed’in üstünlüğü ise bu ruhunda üstünde olan “Ruhul Azam” ile techiz edilmesidir. Ruhul Azam, Allah’ın Zati sıfatlarını (vücud, kıdem, vahdaniyet, kaim bi nefsihi, beka, muhalefetül lil havadis) taşıyan ruhtur. Ruhul Kudüs ve Ruhul Azam Allah’ın ruhudur. Zat kaynaklıdır. Varis-i Muhammedi olan arifibillahlar bu ruha ulaşmış, Allah onlara kendinden kuvvetle desteklemiştir. “Biz onu Ruhul Kudüs ile destekledik” (Bakara/87) ayeti buna işarettir. Ayrıca Allah kulunu sevdiğinde “Onun gören gözü, işiten kulağı, söyleyen dili… olurum” buyurarak “Benimle görür, Benimle işitir, Benimle söyler…” diyerek bu ruhla onları desteklediğini belirtmektedir. Zahirde insan-ı kamil görünsede onların batınlarında Hakk vardır. Zahir ve batın aynı hakikatin farklı itibarlarıdır. Bu nedenle bu vasfa sahip arifibillahlar konuştuğunda O’nunla konuşur. Konuştuğunda ses, sese yüklenen mana, manaya yüklenen ruh ve nur ile konuşurlar. Böyle bir arifle sohbet hususunda Hz. Mevlana (ks) şöyle buyurur. “Bir saatlik sohbet yetmiş yıllık nafile ibadete bedeldir”. İşte böyle bir arifin sohbeti nefslere hayat bahşeder, ilim bahşeder, iradeyi güçlendirir vs. Bütün bunlar ise o arifte tecelli eden Zata bağlıdır. Yani Allah’ın iznine (biiznihi) bağlıdır. Böyle arifler için şöyle buyurulmuştur; “Allah onları sever, onlarda O’nu severler” (Maide/45). Seven ve sevilen bir olmuş ve Hakkın Zatında TEK’e ulaşmışlardır. Zat denizinden erimişler ve damla olmuşlardır. Tıpkı buzun suda eridiği gibi. Suyla su, Hakkla Hakk olmuşlardır. Ruhul Azam ve Ruhul Kudüs bünyesinde Kur’an’ı taşır. Allah’ın izniyle böyle nefislere bu ruhla Kur’an vahyedilmiştir.