Resulullah (SAV) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor:
“Allahü Teala şöyle buyurdu:
-Beni, ne yerim aldı, ne de semam... lakin beni Mümin, Taki, Naki, vera hali sahibi kulumun kalbi aldı...”
Görüldüğü gibi bu da Kudsi bir Hadisi Şeriftir. Şöyle manalandırmak mümkündür:
“Ben hiçbir yere külli olan esma ve sıfatlarımın bütün cihetinden tecelli etmedim. Ancak kemal durumuna bağlı bulunan ve dolayısı ile bana izafeti olan kulum müstesna. Tecellimi bana yaparım.”
Bu Hadisi Şerifte bazı kelimeler geçti. Onları biraz açmak icabedecek. Sırası ile onlar, Taki, Naki, vera kelimeleri idi.
Taki: İki yönlü isimlerden, bilhassa ibadetle ilgili yönü ile olup kalmaktadır. Diğer yönü ile değil.
Naki: Çoğunluğu ile ilahi isimleri müşahede etmektir.
Yukarıda zımnen anlatılan iki yönlü isimlerin birbirinden ayrı bazı imtiyazları vardır. Bilhassa ibadet ile ilgili kısma verilen imtiyaz bir başkadır…
Vera: Masivayı bırakıp Zat-ı İlahi’de olmaktır. Ama O’ nun gayrından fena bulmak sureti ile.
Bütün bu manalara şu Ayet-i Kerime işaret etmektedir:
“Biz emaneti, semalara, yere, dağlara arz ettik ama onu almaktan çekindiler, onlar korktular. Ve sonunda onu insan yüklendi. Ama bir Zalum ve Cehul olarak...”
Yukarıda geçen Ayeti Kerimenin tefsirini yapmak ve onda geçen bazı kelimeleri açıklamak gerekecek. Adı geçen kelimeler Emanet, Zalum ve Cahul kelimeleridir. Şöyle ki:
Emanet burada tecellinin kabulu manasındadır. Ama ilk tecelliyi, her şekil ve tümü ile... Bu emaneti almayanlar için, “Ama, onu almaktan çekindiler, ondan korktular...” buyuruldu. Bunun sebebi, onun ancak tam zuhurunu göstermekten yana bir kabiliyete sahib olmayışlarıdır. Bir de o alemin hakikatına tam olarak uyamayışlarıdır.
Sonra “Onu, insan yüklendi...” buyuruldu. Sebebine gelince, kabiliyeti kemal derecesinde olup uyuşu tamdır. Çünkü onun vasıfları arasında şunlar vardır:
Zalum: İnsanın nefsini ifna edişini anlatır.
Cehul: Herşeyden geçtiği için Hakkın zatından gayrını bilmez.
Bu manaları anla.
Sadreddin-i Konevi Hazretlerinden Alıntıdır.