A. H. 72. Rahman ve Kur’an
72. RAHMAN ve KURAN
“O gün gerçek mülk (saltanat) Rahmanındır”
(Furkan/26)
O gün (kıyamet) ve her an gerçek mülkün sahibi Allah’tır. Allah tüm ilahi isim ve sıfatların uluhiyet yönüyle zuhurudur. Allah uluhiyetini (ilahlığını) alemlerde açığa çıkarırken, bunu “Rahman” ismi kanalıyla yapar. “Rahman” mertebesi isim ve sıfatların gerçek yüz ve hüviyetleri ile zuhura çıktığı mertebedir. Bu nedenle “Rahman. Kur’anı talim etti. İnsanı halketti. O’na beyanı öğretti” (Rahman/1-4) buyurarak her iki cihanda saltanatının Kur’an üzere olacağını bildirmiştir. “Kur’an yaşayanlarına şefaat edecektir” hakikati budur. İnsanda Kur’an ile ikiz kardeştir. “Yaşayan Kur’an” olup bünyesinde ilahi isim ve sıfatları gerçek hüviyetleri ile açığa çıkaranlar ise insan-ı kamillerdir. Bu nedenle “Kur’an ve İnsan ikiz kardeştir” hadisle buyurulmuştur. İşte “fiili Kur’an”, “Yaşayan Kur’an” olan insanlar bu hüviyetleri ile “Rahman” olurlar ve O’nun izniyle şefaat izni verilir. Zira bu kişilerden çıkan her kelam “Nefesi Rahman”ın izlerini taşır. Hakk’tan alır, Hakk’ı söylerler. Onlardan Hakk söz dışında bir şey çıkmaz. Şefaat sadece kıyamet gününde değil, her an söz konusu olan bir hadisedir. Kur’an ile “nefesi rahman”ı bünyesinde bulunduran insanlar, alemlere ve insanlara rahmet olarak daha o gün gelmeden bugünden Kur’an yaşantısına “vesile” olduklarından bugünden şefaat etmektedirler. Zira bu insanlar, Hakk’ın “Benimle görür, Benimle işitir, benimle söyler, Benimle yürür…” kudsi hadisinin sınırları içine girip bugünden “Allah ile” birlikteliklerini sürdürmektedirler. “Ölmeden önce ölünüz” hükmüyle iradi ölümle varlıklarını Hakk’a teslim ettiklerinden, daha bugünden haşrı, neşri, sıratı vb. yaşamış, Hakk’la yeniden diriltilmişlerdir. Bu nedenle böyle Rahman’ın kulları Hakk’la Hakk’ı söyleyerek ölü kalpleri bugünden dirilterek şefaatlerini gösterirler. Bunları Kur’an “Rahmanın has kulları” olarak tanımlar. Bunlar ehlullah ve arifibillahlardır. “Billahi” ve “Bismillah” sırrıyla hakk’ın halifesi ve vekilidir.