27. ŞİRK – TEVHİD VE NEFSİ NATIKA
“Müşrikler bir pisliktirler”
(Tevbe/28)
İnsanın hakikati, özü, hüviyeti nefsidir. Nefsin hakikati ise Allah’ın nuru ve Kur’an’ın sırrıdır. Ezeli ilminde insanı halk eden Allah, nefsi natıkaya bu vasıfları yükleyerek, taayyün mertebelerinden geçirerek ve insanın nefsini beden kalıbına sokarak şehadet alemine indirir.
Beden kalıbı ile ve dünyada nefsine ilişen ve bulaşan çeşitli vasıf ve ahlaklarla ilişen vasıflar nefsin aslını kirletir ve pislik olarak addedilir.
Nefs en alt mertebede (nefsi emmare) kendi hakikatinden en uzak noktadadır. Kendini ayrı ve dünyadaki her şeyi de ayrı ayrı değerlendirir ve hepsini Allah’tan ayırır. Nefsinin bencilliği ve arzuları doğrultusunda onlara ayrı ayrı değer verir. Allah’ı ve O’nun ilahlığını unutur. Tamamen zulmete, cehalete ve karanlığa bürünmüş nefs mertebesidir. Etrafınıda Allah’tan ayrı görüp, menfaat ilişkisine girdiği her şeyle de asli hakikatini kirletir ve aslından uzaklaşır. Bu ise şirk olup, bu haldeki kişi müşriktir. Bu hakikate binaen “müşrikler bir pisliktir” buyurmuşlardır. Bu pislikten temizlenmenin ilk aşaması, bu çoklukların birlenmesidir. Her nefsi kontrol edenin Allah olduğunu idrak edip O’nun ilahlığını (uluhiyetini) kabul etmektir. yani her şeyde tasarruf edenin Allah olduğunu idrak etmektir. bunun yolu ise “tasavvufta tevhid ve nefsi irfan yolu” na çıkmaktır. Zira Allah ayetlerinde şöyle buyurmaktadır: “Allah temizlenenleri ve tevbe edenleri sever” (Bakara/222), “Nefsini temizleyen (tezkiye eden) kurtulur” (Şems/9), “Nefsini kötüüklere (karanlığa) gömen ziyandadır” (Şems/10).