A. H. 23.Zikir, Namaz ve Hüviyet Beraberliği
23. ZİKİR, NAMAZ ve HÜVİYET BERABERLİĞİ
“Namaz bitince yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan isteyin. Allah’ı çok zikredin. Umulurki kurtuluşa eresiniz”
(Cuma/10)
Namaz “billahi” ve “bismillah” sırrı ile Allah ile olmak, Allah’la, O’nun dilinden sohbet edip O’na münacaat etmektir. “Ben beni zikredenle beraberim” kudsi hadisi ışığında “ilahi maiyet” ve “hüviyet beraberliği” içinde olmaktır. Namaz sırf rahmettir ve bu rahmet “selam” ile alemlere dağıtılarak yeryüzüne geri dönülür. Yani Selam ve Rahmet üzere halkın arasına dönülür. İşte bu rahmet ile Allah’ın lütfundan yararlanılır. “Allah’ın çok zikredin” emri ile “Hakk’la birliktelik” içinde olan Allah’ın rahmeti ve lütfu içinde yüzen bir kişidir. Bu birlikteliği ise “zikir” sağlamaktır. Allah “Beni zikredin, bende sizi zikredeyim” (Bakara/152) ayeti ile bu “hüviyet beraberliğinin” devamlı olduğunun idraki içinde olunmasını murad etmektedir. “Ben size şah damarınızdan yakınım” (Kaf/16) ve “Nerede olursanız O (ilahi hüviyetiyle) sizinle beraberdir” (Hadid/4) ayetleri bu beraberliğin her an ve her yerde devamlı olduğunu vurgulamaktadır. Namazda ise bunun özel eğitimi alınmaktadır. Vahdet (birlik) içinde kesret (çokluk) eğitimidir namaz. Kişinin namazdan çokluğa (kesrete) döndüğünde de vahdeti (birlik) idrak edebilmesi için “Allah ile birliktelik” sırrını anlaması lazımdır. Bu ise ancak “zikir” ile “Allah’ı bilme” yoluyla mümkündür. Bunun gerçekleştirilmesi halinde ki hale ise “daim namaz” adı verilir Kur’an’da. El işte, gönül Hak’ta yaşantısıdır. Bu hakikatlere ulaşan kişide hakiki iman tesis edecektir. “İman nerede olursan ol Allah’ın seninle olduğunu bilmendir” hadisiyle bu hakikat açılmıştır. Kişi Allah’ı her nerede, ne zaman, ne şekilde hatırlarsa O’nunla tasavvuru itibariyle birliktelik yaşar. Allah ise tüm tasavvurları kabul eder. En yetkin tasavvur irfan ile olan tasavvurdur. “Ben kulumun zannı üzereyim” kudsi hadisiyle kul hangi tasavvurla Hakk’a yönelirse, Hakk’da onu o tasavvur üzerinden zikreder. İster Cemal, isterse Celal yönleriyle olsun. Kul Hakkı zikretmiş olur, Hakk’ta onu zikreder. Tasavvurun sıhhati icabette çok önemli rol oyar. Bunun gelişmesi ve irfanıda namazda gerçekleşir.